Köyümüzde Kültürel Gelişim
Köyümüzün Kültürünün Köyümüzün tarihiyle birlikte oluştuğunu, yaşadıkları her yerde yaşamlarını ikame ettirirken edindikleri Geleneklerle, alışkanlıklarla ve yeniliklerle değişerek bu güne gelindiğini söyleyebiliriz. Köy kurucularının her ne kadar Malatya'nın Arapkir kasabasından geldiğini bilsekte, oraya nereden geldiklerini tam olarak bilememekteyiz. Arapkir'in Kürtkültürlü topraklara ait olduğunu, bizim Büyükdedelerimizin ise Türkkültürüyle yaşadıklarını bilmekteyiz. Hatta bu konuda Büyükdedelerimizin Arapkir'e Horasan yöresinden geldikleri gibi söylemler de vardır. Bu söylemler Köyümüzde 70 li yıllara kadar sürdürülen Doğakültürlü Toplumun özelliklerinin devam ettirilmesinde (Semah Törenleri, Kenanoğlu, ) şamanist (Doğaltanrılara inanç) eski Türkboylarından olma ihtimalini güçlendirmektedir. Nerede, ne zaman ve nasıl Alevilikle bütünleştiklerini bilmememize rağmen, Arapkir'den Alevikültürü beraberlerinde getirdiklerini kesin olarak bilmekteyiz. 1960 lı yıllara kadar kapalı ve kendi ihtiyaçlarına yönelik tarım ekonomisi ve kültürünü sürdüren köylülerimiz, 2. Dünya Savaşı sonrası ülkede geliştirilen yabancı sermaye destekli hafif sanayinin getirdiği iş alanlarında çalışmak üzere dışa açılmışlardır.
Köy topraklarının gelişen nüfusa cevap veremeyişi, toprak ve su kavgalarının köylüler arasında artmaya başlamasıyla bir çok köylü dışarda gelişen iş imkanlarını tercih edip köyden Yozgat'a ve Ankara'ya göç etmişlerdir. 60 lı yıllarla başlayan Avrupa'nın işçi talepleriyle birlikte köyün genç ve dinamik nüfusunun büyük çoğunluğu yurtdışına yönelik işçi göçüne katılmışlardır. Bu gelişimin köyümüzün kültürel gelişimini etkilememesi mümkün değildi. Köyde 'Almancı Aileler' ve 'Almancı olmayan Aileler' in yaşamlarında farklılıklar oluşturdu. Genellikle 'Almancı'ların toprakları yakınlarınca belirli bir anlaşmayla ekiliyor, biçiliyor, harmanlanıyor ve bakımı üstleniliyordu. Bu durum daha önce taşınmış ailelerin ve varlıklı ailelerin çocukları yanında 'Almancı' çocuklarınında ortadereceli ve yüksekokullara gitme şansını artırmıştı. Böylece köyde okuma yazma oranı yükseldi. Kapalı tarım ekonomisinin çözülmesine kadar devam eden (sevincin ve üzüntülerin paylaşıldığı Nişan, Düğün, Doğum, Sünnet, Ölüm törenleri yanında Cemaiinleri, Bayramnamazları, Baharşenlikleri gibi) dinsel ibadet ve töreler, toplu gösteriler ve eski inançlar yavaş yavaş önemlerini kaybederek ya kültürümüzden tamamen silindiler yada başka biçimlerde sürdürüldüler.
Köy dışında mülk edinmenin başladığı 70 li yıllarda Yozgat'ta ve Ankara'nın gecekondu semtlerinde alınan evlerde yaşamaya başlayan köylülerimizin kültürlerünün değişiminde başka bir etken rol oynadı. O yılların dünyasındaki kapitalist ve sosyalist kamplaşma Türkiye'de de hızla gelişmeye başladı. Bu gelişimi bazı sag partiler Türküye'deki oy potansiyellerini artırmada sünni çoğunluğu kazanabilmek için, alevileri Koministlikle damgaladılar. Bu gelişme karşısında başta gençler olmak üzere köyümüzün büyük çoğunluğu kendilerini sol ve solun kültürüyle ifade ettiler. |