celalilhan
Acemi Üye
Mesaj Sayısı: 35
Katılım Tarihi: 16.11.10
|
Ümit Zileli nin yazısı:
FAŞİZİM
İkisi de siyasetçi, ikisi de parti lideri...
Biri, Silivri de neredeyse 4 yıla varan tutsaklığını 3.5 metrekarelik bir hücrede, başı dik, gerçeği, yalnızca gerçeği hiç durmadan haykırarak çekmeyi sürdüren bir devrimci, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek...
Diğeri ise iktidarın yargı üzerindeki vesayetini sürekli olarak ve açık bir dille vurgulayan, Silivri yi bir toplama kampına, orada yaşananları ise bir çadır tiyatrosuna benzeten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu...
Önceki gün bu iki liderle ilgili yaşananlar, ülkenin nasıl bir karanlığa mahkûm edilmeye çalışıldığını, hangi türden bir rejime boyun eğdirilmek istendiğini olanca çıplaklığı ile gösterdi!.. Çeşitli renkleri ve sıfatları olabilir ama tek bir tanımı var:
- Faşizm!..
***
Biliyor musunuz, Perinçek önceki gün tamı tamına 16 yıl, 7 ay, 28 gün hapse mahkûm oldu!.. Biliyor musunuz diye soruyorum, çünkü bu haber dün yalnızca Aydınlık gazetesi ile Ulusal Kanal da yer buldu!..
Peki, Perinçek bu mahkûmiyeti yargılandığı Ergenekon davasından mı aldı ?.. Hayır, alakası yok!.. Perinçek bu ağır cezayı, Ergenekon davasında iddialara karşı savunmasında yaptığı konuşmalardan dolayı aldı!.. Bu konuşmalarda savcılara, hâkimlere ve iktidar yöneticilerine hakaretle suçlandı. 16 yıllık ceza 5 ayrı davanın toplamı... Bitmedi, savunma konuşmalarıyla ilgili olarak 26 yıl daha hapis cezası isteniyor...
- Kısacası, savunmaya 40 yıl hapisl..
Türk Ceza Kanununun " savunma dokunulmazlığıma ilişkin 128. maddesi ise aynen şöyle diyor:
- Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnatlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde ceza verilmez...
Bu dava süreci ve Doğu ların, Balbay ların, Tuncay ların, kısacası Silivri tutsaklarının bu dimdik duruşu sana neyi anlatıyor diye soracak olursanız aklıma hemen 1933 Almanya sının Leipzig deki o ünlü mahkeme salonu ve o salondaki muhteşem savunma geliyor:
- Dimitrov un tarihi savunması!.....
***
Ve sonunda ülkenin ana muhalefet lideri hakkında da fezleke çıkarıldığını gördük!..
Üstelik, 6 yıl hapis cezası içeren bu fezlekenin iktidar tarafından neredeyse güle oynaya benimsendiğini de gördük, iyi mi!.. Başbakan fezleke için adeta " oh olsun " öed örneğin!.. Ama ben en çok Adalet Bakanı sıfatlı zatın kükremesine bayıldım:
- Kılıçdaroğlu yargıya dönük sistematik bir saldın içersinde.
Başkalarına uygulanan yasalar Kılıçdaroğlu kim ki ona uygulanmayacak ?..
Hakkında çok dokunulmazlık fezlekar!..
Nasıl, müthiş değil mi ?. Kılıçdaroğlu kim ki, alt tarafı ana muhalefet lideri!.. Üstelik hakkında çok fezleke de varmış... Bence Bakan haklı ; kimin hakkında ne fezleke varsa çıkaracaksın ortaya, dolandıncılık, yolsuzluk, sahtecilik, Ali Dibo... Vereceksin özel yetkili savcılara, şakır şakır koyacaklar işleme, kamuoyu da görecek " ileri demokrasi " neymiş!..
Kapkara bir espri oldu biliyorum ama günlerdir dehşet içinde izliyorum ; artık ana muhalefet lideri hakkındaki fezleke de, bir eski Genelkurmay Başkanı; nın Silivri ye tıkılması da gayet normal karşılanıyor... Geriye ne kalıyor peki ?.. Çok basit:
- Cumhuriyetin İdamı!..
Bu yazıyı Doğu Perinçek in yiğit satırlarıyla bitiriyorum:
- Topun ağzında Türkiye var, Cumhuriyet Devrimi var, Atatürk var, millet var, çağdaşlık var, insanlık var, özgüllük var...
Şunu herkes bilsin, topun ağzına göğüslerini siper edenler, Namık KemalMustafa KemalNâzım Hikmet neslinden gelen devrimci tedailerdir.
Bizim yeminimiz 150 yıllık yemindir. Zulmün topu var, güllesi var, kafası varsa / Hakkm da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır!.
Yeminimiz Seyyit Nezir in deyişiyle menzildedir!.
Halkın sillesi, adrese teslim yoldadır! |