celalilhan
Acemi Üye
Mesaj Sayısı: 35
Katılım Tarihi: 16.11.10
|
IŞIK HEP VARDIR GÖRMEK İSTEYENE.
Ülkelerin tarihinde mutlulukla anılacak, gurur verici günler olduğu gibi karanlık, kaygı dolu acı günler de yer alır. Bu doğaldır. Başından beri hep güzellikler, mutluluklar, sevinçler yaşamış acı görmemiş toplumların olabileceğini düşünmek gerçeklerle bağdaşmaz. Gelişmiş toplumlar, yaşadıklarından ders çıkaran, daha sonraki kuşaklara deneyimlerini gerçekçi bir biçimde aktarabilen toplumlardır. Aydınlanmamış toplumlar ise günü anlamakta zorlandıkları gibi geleceği yönlendirmekte de yaya kalmaktan kurtulamazlar.
Dünyanın öteki mazlum halkları gibi Anadolu Halkı da büyük utkular, devrimler ve kültürler yaratmış bir halk olmakla birlikte, tarifsiz acılar, unutulmaz yıkımlar da yaşamıştır. Günümüzdeki gelişmelere, başımıza getirdiğimiz çağ dışı yönetimlere bakarak, daha çok acılar çekmeye, kardeşkanı dökmeye aday olduğumuzu söylemek büyücülük olmayacaktır.
Hangi ideolojiyi benimsemiş olursanız olun, bir ülke yönetiminin en önemli sorunu bağımsızlık sorunudur. Bağımsızlığınız elinizden alınmış ya da yöneticileriniz kendi öz çıkarları için ondan vazgeçmişlerse, işiniz gerçekten zor olacak, bilinçsiz çırpınışlarla daha da derinlere batmaktan kurtulamayacaksınız demektir. Atatürkün, gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde olabilirler, diye (deyim yerindeyse) yırtınarak anlatmaya çalıştığı durum odur işte.
Türkiye miz, vatanımız, Halkımız Büyük Nutuk taki o içler acısı duruma sürüklenmiştir bugün.
Sayılmakla bitmez sorunları vardır ülkenin.
Ne evrensel anlamda hukuktan ne bilimsel anlamda eğitimden söz edebiliyoruz artık.
Başımızdaki yönetim, sorunlarımızı bir bir ortadan kaldırmak yerine büyük bir aymazlıkla yenilerini icat etmekte, dostlarımızı düşmana çevirirken, düşmanlarımıza daha fazla teslim olmaktan çekinmemektedir. AKP kadroları, gerici Arap krallıkları, emirlikleri, ABD emperyalistleri el ele verip Ortadoğu ya demokrasi getirme peşindeler. Buna kıçıyla gülmeyecek bir karga düşünebilir misiniz?
Yüzde elliye yakın bir oranla seçim kazandığını söyleyen iktidar sahiplerinin, bir yandan ekonomileri çamura batmış Batılılardan borç almak, öte yandan karanlık Arap sermayesinden nemalanmak için atmadığı takla, vermediği taviz kalmamıştır.
İş yaşamına baktığımızda ise mevcut yönetim; iyi kötü bir işi olanları her istediği yere sürebileceği köleler, sayıları on milyonlara varan işsizleri ise çalışanlara baskı aracı olarak kullandığı hazır kuvvet deposu olarak görmektedir.
Bu yolda ısrar edilirse sonunda ancak dipsiz uçurumlara varılır.
Uçurum, varabileceğimiz tek sonuç olamaz.
Işık hep vardır görmek isteyene.
Ne yapılabilir o zaman?
Hızla ve bilinçle örgütlenilebilir. Aynı sorunları yaşayan insanların bir araya gelmesi, mücadelenin abece’sidir. Siyasi parti, dernek, sendika, meslek örgütleri, kooperatifçilik hiç biri gereksiz çabalardan sayılamaz. Bu koşullarda arkadaşlarımızın, Yozgat Demokrat Dernekler Federasyonu adı altında örgütlenmeye yönelmesi yerinde ve zamanlaması daha da yerinde bir mücadele alanı gibi görünmektedir. Yeterli özen gösterilir, küçük hesaplarla şaşırtılmaz, kirletilmezse iyi sonuçlar alınacağına kuşku yoktur.
Kendilerine destek olmak hepimizin görevidir.
GÖRMEK İSTEYE |