Yaşamla ilgili söylenebilecek o kadar çok şey var ki sizlere yazdığım mektuplarımda başka konulara geçmek gereği duymadığım gibi bir bakıma bunları yazmaktan zevk de duyuyorum. Politika, ekonomi, dedikodu gibi konularla kimsenin keyfini kaçırmak istemiyorum. O konuları her gün gazete ve televizyonlarda „Yeter artık“ dedirtene kadar beyinlerimize sokuyorlar. O yüzden bu yazımda da kısaca sizlerle „Yaşam Sevinci“ üzerine bildiklerimin, düşüncelerimin ve hissettiklerimin bir kısmını paylaşmak istiyorum.
İnsanoğlu için yaşamak, yararlanmasını bilmesi gereken çok önemli bir fırsattır. Düşünün bir kere, hiç doğmamış olabilirdik. Doğmuş olmamız bile mucize denecek kadar önemli bir fırsat. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek bizim elimizde. Bunun için sahip olduğumuz her anın kıymetini bilmeliyiz. Zaman hiç kimse için beklemez, bekletilemez. yapabilecek durumdayken hiç bir şeyi, hiç bir şey için ertelememek gerek. Sanırım şöyle bir Çin atasözü var; Yapacağın hiç bir şey için „Zamanım yeterli değil“ diye yakınma. herkesin bir günü 24 saattir.
Mutlu olmak için içinde bulunduğumuz andan daha iyi, daha uygun bir zaman olduğunu asla düşünmemek gerek. Mutluluk bir varış, bir sonuç değildir. Bir yolculuktur. Bu yolculuğa içimizden gelen sesin öne çıkardığı değerleri koruyarak çıkmalıyız.
Güne mutlu başlamak için, olanağımız varsa, sabah bir yürüyüşe çıkıp karşılaştığımız insanlara güler yüzle bir „GÜNAYDIN“ demek bile yeterli olabilir. Değişik ortamlarda bulunmak, Doğa ile başbaşa olmak, dostlarla sohbet etmek, spor yapmak, müzik, resim, tiyatro,sinema, elişleri ile ilgilenmek ruhumuzu besler, yaşama sevinci sağlar. Bir kayba uyradığımızda elimizde kalanları farkedip, bunun için sevinebilme başarısı bizi pek çok sıkıntıdan uzaklaştırabilir. Yine bir ÇİN atasözü şöyle diyor: Tanrım, bana, değiştirebileyeceğim şeyleri değiştirme gücü, değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenme gücü ve bu ikisini ayırdedecek aklı ver.
Yaşama sevincine sahip olup olmamanın insan sağlığı üzerine de büyük etkileri var. Bu konuda en kapsamlı bir araştırma Japonyada Tokyo üniversitesinde yapılmış. 40-80 yaş arası yaklaşık 44 bin kadın,erkek 7 yıl boyunca incelenmiş. sonuç olarak „yaşama sevincim yok“ diyenlerin iş güç sahibi olma, evlenip coluk çocuk sahibi olma şanslarının %40 daha düşük olduğu belirlenmiş. Bu kişilerin eğitim durumlarının düşük olduğu, sağlık sorunlarının daha fazla, daha fazla strese sahip olduğu saptanmış. Yine bunların, bırkaç yıl içinde ölüm olasılıklarının %50 daha fazla olduğu görülmüş. Aynı kişilerin kalp ve damar hastalıklarına yakalanma risklerinin %60 daha fazla ve dış etkenler ( İntihar vb.) sonucu ölme olasılıklarının %90 fazla olduğu ortaya çıkmış.
Bu sohbeti Rahmetli büyük şair CAN YÜCEL'in bir şiiri ile sonlandırmak istiyorum:
BİR KAHVE ISMARLA KENDİNE
Öyle, sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama.
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi gibi gerin, „oooh! ne güzel, yine uyandım“ diye sevin.
Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin.
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin...
Geceden hazır olsun yarın ne giyeceğin,
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart,
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine,
Bak güzelim kahvaltının keyfine.
Ayakkabların boyalı olsun, kokun mis...
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin...
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile
Sonra koş git işine,dünden, önceki günden hatta daha eskiden
Ne kadar işin varsa tamamla.
Ooooh! Şöyle bir hafifle, Kendine şöyle bir kahve ismarla.
Seni mutlu eden sesi duymak için “ALO” de.
Hiç işin olmasa da öyle üzeri dışarı çık.
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın hatta üşü hava soğuksa.
Yürü.Yürürken sağa sola bak. Öylesine değil, görerek bak.
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al...
Sonra şöyle bir düşün: Kimler sana yol açtı ? Sen dardayken kimler seni ferahlattı ?
Hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı ?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara.
Hatırlarını sor. Öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor...
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak,
Yüzünde güller açtıracak...
Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun.
Yemeğin ne olursa olsun, masanda kumaş örtü olsun.
Saklama tabakları, bardakları misafire, sizden ala misafir mi var bu dünyada?
Ailecek kurulun sofraya. Öyle acele acele değil, şöyle keyife keyif katar gibi...
Eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına va akşamının...
Gece evinde dostların olsun.
Sohbetin, yemeğin, kahkahan olsun.
Arkadaşım hayat bu. Daha ne olsun?
Ama önce ve illa ki sağlık olsun.
Mesaj Sayısı: 87 Katılım Tarihi: 27.03.06 Yaş : 53
tesekkur ederiz sebvgili ismail Ilhan,,, Bu paylasimlari bizle paylastiginiz icin...Anlamli ve bir o ki hicivli sözler...
Dosttu bulmak cok zor dostluk icinde.
x
Yolu Hakk olan kul, hiç mi hiç şaşmaz,
İnkarcı münafık bu yolu aşmaz,
Gönül ikliminde coşsada taşmaz,
Kavurmasın tende bizi tuzumuz......