Sivas Katliamı!
2 Temmuz 1993 yılında gerici faşist güçlerin devletin gözetiminde gerçekleştirdiği Madımak Katliamının yıldönümü yaklaşıyor. Ankara'da uzun bir süredir devam eden toplantıların ardından bu yıl gerçekleştirilecek anma programı netleşmiş oldu. Bu gün saat: 10:30'da, Mülkiyeliler Birliği'nde Alevi Bektaşi Federasyonu'nun çağrısıyla bir araya gelen demokrasi güçleri, düzenledikleri basın toplantısıyla anma eylem ve etkinliklerinin de startını vermiş oldu. 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamının 16. yılı anmasında 'MADIMAK MÜZE OLACAK' talebi öne çıkıyor.
Basın toplantısında ortak metni PSAKD Başkanı Fevzi GÜMÜŞ okudu. Sonra ABF (Alevi Bektaşi Federasyonu) Başkanı Ali BALKIZ'da bir konuşma yaptı.
DİSK, KESK, EĞİTİM-SEN, TMMOB, TTB gibi emek ve meslek örgütlerinin yanı sıra, siyasal örgütlerden ve Alevi Bektaşi kurumlardan temsilcilerin de katıldığı basın toplantısına, Madımakr17;ta katledilen insanlarımızın aileleri de katıldılar.
2 Temmuz'da Ankara'da bir miting düzenlenecek. Toros Sokak'ta buluşulup Kolej Meydanına yürünecek. Sivas'ta ise saat 12:00'de katliamın gerçekleştiği Madımak Oteli önünde buluşulacak. 2 Temmuz günü İstanbul Kadıköy İskele Meydanında da bir miting düzenlencek.
Ankara Keçiören
Sivas Madımak katliamının 16. yılı Ankara Keçiören'de de büyük bir anma etkinliği ile anılacak. 'Sivas'ı Unutturmayacağız' başlıklı el ilanlarının ve afişlerinin dağıtıldığı Keçiören'deki Anma Etkinliği 28 Haziran Pazar günü saat 18.00r17;da Keçiören Kalaba Pazar yerinde yapılacak.
Etkinlikte, etkinliği düzenleyen kuruluşlar adına ortak konuşmayı PSAKD Keçiören Şube Başkanı Birsen TEMİR yapacak. Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Başkanı Fevzi GÜMÜŞ de katliamın üzerinden geçen 16 yıl sonra katliamı ve bugünkü son durumu değerlendiren bir konuşma yapacak.
Etkinliğe, Mustafa ÖZARSLAN, Zeynep KARABABA, Aşık GÜLABİ de katılacaktır.
Etkinliği, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Keçiören Şubesi, Keçiören Halkevi, Keçiören Dayanışma Evi, Kars Demokrat Dernekler Federasyonu, Erzurum Şenkayalılar Derneği, Eğitim Sen, ÖDP, SHP, TKP, EMEP birlikte düzenliyor.
PSAKD - 26 Haziran 2009
Yorum:
Görüyoruz ki bu ülkede katliama uğramış bir halkı ve onun hak talabini görmezden gelen siyasi gruplar hala alevilerden desteğini esirgemektedirler! Lafa gelince meydanı kimseye bırakmayanlar, eylem anında ortalıkda görünmüyorlar! Nerde bu alevileri siyasi ve inanç yönüyle sömürenler? Hani CEM Vakfı ? Hani Çamuroğlu ? Hani CHP ? Hani Nerdesiniz ? Yer yarıldı da yerin altındamı kaldınız? Aleviler bu gafınızı affetmeyecektir!
Sevgili demokrasi ve çağdaşlık sevdalısı, laik, devrimci, yurtsever dostlar, ülkemizin geleceği için bu etkinliklerde yer almak, destek sunmak gerekmektedir. (Şafak Altun)
www.safakaltun.com
CHP AKP SHP TKP DYP KESK DİSK Alevi Sivas sanat Ankara turizm Nevruz yangın Madımak katliam edebiyat saldırgan Aziz Nesin Uğur Mumcu Ayla Dikmen Madımak Oteli
Sen de etiket ekle!
gönder
2 Temmuz 1993r17;te acımasızlığın, kalpsizliğin en büyüğü, en dehşet vericisi yaşandı Sivasta. Şenliğe gelenler, tarifsiz bir şiddete uğradılar. Ateşe verilen bir otelde yanarak, dumandan boğularak can verdiler.16 yıl sonra Madımaktaydık. Otelin altındaki `"kebapçı" sonunda kapatılmıştı. Dışarıda "Issız Adam" filminin müziği çalıyor. Loş koridorlarda, "ıssız odalar"da dolaşıyoruz. "Empati"nin kâğıda dökülemeyeceği bir mekân Madımak
SİVASSivasta `"Madımak ne yana düşer?" diye sormaya gerek yok, 16 yıl önce 37 aydının katledildiği otel bir "anıtmezar" gibi çarşının ortasında duruyor.
Ayla Dikmenin dokunaklı sesi yükseliyor:
"Anlamazdın, anlamazdın. Kadere de inanmazdın. Hani sen acı veren kalpsizlerden olamazdın."
2 Temmuz 1993te acımasızlığın, kalpsizliğin en büyüğü, en dehşet vericisi yaşandı Sivas``ta. Şenliğe gelenler, tarifsiz bir şiddete uğradılar. Ateşe verilen bir otelde yanarak, dumandan boğularak can verdiler.
Ercan Arslanla birlikte dün Madımaka girerken, Aziz Nesinin itfaiye merdiveninden kurtarılmaya çalışıldığı an canlandı gözümüzün önünde. O can pazarından sağ çıkmanın olanaksızlığını anladık.
O gün Ankaradaydım. Sivastaki linç ortamından aydınları kurtarmak üzere herkes telefonlara sarılmıştı.
SHP-DYP koalisyonu işbaşındaydı.
Akıl almaz kayıplar veriliyordu.
24 Ocakta Uğur Mumcu öldürülmüştü.
Güneydoğuya `"nevruz ateşi" düşmüştü.
Sivastaki Pir Sultan Abdal Şenliğinin, 2 Temmuz akşamı bir "katliam"a dönüşeceği anlaşıldığında iş işten geçmişti. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin gücü, valisi, emniyeti, askeri ve jandarmasıyla o gözü dönmüş kalabalığı otelden uzaklaştırmaya yetmedi. Hayatında karıncayı incitmemiş insanlar, şairi, edebiyatçısı, sanatçısı Madımakta katledildiler. Madımakın içinde
Milliyette Devrim Sevimayın röportajında oyun yazarı Serdar Doğan, kardeşini kaybettiği "o gecer1; yaşadıkları dehşeti anlatıyor:
"Otel beş katlı, biz girişteki lobideyiz. Hemen masaları ters çevirdik, sandalyeleri yığdık. Barikat kurduk. Ayaklı küllüklerin çubuklarını çıkardık, güya kendimize savunma silahı yaptık, bekliyoruz.
Dışardan resmen çığlık atıyorlar. Bir de "Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak", "Şeytan Aziz, şerefsiz vali", "Aziz Sivas sana mezar olacak"... Hele o tekbir sesleri yok mu, inanılmazdı.
SHPde çaycısından Erdal İnönüye kadar herkesi aradık. Arif Sağın elinde pek çok milletvekilinin numarası vardı. Hepsini arayıp yukarı bağlıyorduk. Sonuç, sıfır.
Yangının başlamasına bir saat falan var. Birden bir rütbeli subay, yanında iki çevik kuvvet otele girdi. Elektrikler kesik. `"Biz buradan nasıl çıkacağız?" diye sorduk... Subay döndü ve aynen şu ifadeyi kullandı: "Nasıl girdiyseniz öyle çıkın, o... çocukları." Onlar çıkıp gidince "Bitti bu iş, burada ölüyoruz" derken zaten on binin üzerinde saldırgan otelin etrafını sarmıştı bile. İki arabayı ateşe verdiler. Duman otele gelmeye başladı. "Burada yangın da çıkarırlar" demeye kalmadan kahvaltı salonunun perdeleri tutuştu.
Çarşafları ıslatıp maske yapsak 5-6 saat dayanabilirmişiz, ama kimse dayanamadı. Koşarak üst katlara çıkmaya başladık. Yerler halı kaplama, her yer yatak yorgan, yangın anında bir alev topu gibi yukarı sıçradı.
Hâlâ gitmiyor aklımdan çığlıklar.
"Kurtarın yanıyoruz" diye bağıranlar, kaçmaya çalışanlar. "Serkan" diye seslendim kardeşime, birden sesi kesildi. Tam o sırada bir şeyin yukarıdan üzerime doğru düştüğünü gördüm. Bir cam eriyiği geldi bacağıma yapıştı. Bir anlık çok büyük acı verdi ama hemen bitti. Ama hiçbir şeyi hissetmiyor, hiçbir şey duymuyordum. Ben artık orada değildim."
Bizim Auschwitzimiz!
16 yıl sonra Ercan Arslanr17;la oradaydık.
Dışarda "Issız Adam" filminin müziği çalıyordu.
Otelin altındaki "kebapçı" sonunda kapatılmıştı.
Loş koridorlarda "ıssız odalarr1;da dolaştık. "Empati"nin kâğıda dökülemeyeceği bir mekân Madımak. Bizim Auschwitzimiz!
Alevi dernekleri, KESK, DİSK gibi "Demokrasi Platformu" üyesi sendikalar, Emek Partisi, ÖDP, CHP, TKP temsilcileri 2 Temmuzda 37 aydını anacaklar.
Madımak Oteli, "müze ve kültür merkezi olsun" isteniyor.
34 odalı, 64 yataklı otel hâlâ yüzde 60-70 dolu. Temmuzun ilk haftasında ise bu oran düşüyormuş.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, oteli kamulaştırmak istiyor.
AKP iktidarı r0;Alevi açılımır1;ndan söz ederken, Madımakı bugünkü haliyle tutamaz. Ertuğrul Günay ve hükümet sözünde durmalı, oteli müzeye dönüştürmeli.
Sivaslılar bu acıları unutmak, katliamla anılmamak, kardeşlik türküleri söylemek istiyor.
Ayla Dikmenin şarkı sözleri kulağımızda Madımakr17;tan ayrılıyoruz:
"Anlamazdın, anlamazdın. Kadere de inanmazdın. Hani sen acı veren kalpsizlerden olamazdın."