Mesaj Sayısı: 114 Katılım Tarihi: 03.10.06 Konum: ankara Yaş : 81
İşçi Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek in,
Ergenekon davasının 8 Ocak 2009 tarihli
duruşmasında yaptığı konuşma.
Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan İktidarı
Ergenekon Dalgalarında Boğulacak!
Sayın Başkan, Sayın Yargıçlar,
Daha önceki duruşmalarda MİT ten gönderilen ve savcılar tarafından gizlenen, sözde Ergenekon örgütü şemasının açılması talebinde bulunmuştuk. Mahkeme, bu belgenin bir devlet sırrı olarak nitelenemeyeceğini saptamakla birlikte; beklemeye karar verdi. Ben savunmamı, dava dosyasındaki bütün bilgilere sahip olarak yapmak istiyorum. Daha da önemlisi Cumhuriyet Devrimine, Türkiye nin bağımsızlık ve bütünlüğüne, Atatürk Devrimi ne karşı uygulanmakta olan operasyonun bütün çıplaklığıyla ortaya çıkması açısından, bu Ergenekon Örgütü Şeması nın sorgumdan önce açılmasını talep ediyorum.
Şemayı açmayarak ve tutukluluğumuzu sürdürerek siz de sorumlu oluyorsunuz. Uygulamanız, biz sanıkların hürriyetlerinin haksız yere gasp edilmesinin ötesinde, milletin bütünlüğüne karşı uygulanan tertibin sürdürülmesinin bir parçasıdır.
Bugün, müstevlilerle çıkarlarını birleştirmiş olan Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğanlar, Cumhuriyeti yıkmak, Türkiye yi milli devletinden yoksun hale getirmek için son darbeyi indirmek girişimi içindedirler. Arkalarında ABD ve İsrail vardır. Yargıtay Başsavcılarımızı, Türk ordusunun değerli komutanlarını, üniversitelerin başında bulunmuş profesörlerimizi, aydınlarımızı gözaltına alabilmektedirler.
Bunda sizin de payınız var. Sizin tahliyelere karar vermemeniz, bu tertibin önünde hukuka uygun bir tavır almamanız ve bu şemayı açmamanız bunlara yol açmaktadır.
BU İKTİDAR YASADIŞIDIR
Bu iktidar yasadışıdır. Ben bunu, 6 Kasım 2002 tarihinde Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer e yazdığım bir mektupla bildirmiştim. Ama bu artık İşçi Partisi nin görüşü olmanın ötesinde Anayasa Mahkemesi kararı ile kesinleşmiştir. Cumhuriyet i yıkma odağı olmuşlardır.
Tayyip Erdoğan, Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanıyım diyor. Bu bir yasadışılık itirafıdır. Bir iktidar, Türk Devleti nin sorumluları, kendilerini başka bir devletin hiyerarşisi, ast-üst ilişkileri içerisinde tarif edebilir mi? Türkiye nin Başbakanı kendisini, Büyük Ortadoğu Projesi nin, ABD Dışişleri Bakanlığı na, Pentagon a veya CIA ya bağlı bir proje grubunun görevlisi olarak tarif edebilir mi? Hem Başbakanlık hem Amerika ya ait proje görevliliği birlikte olabilir mi?
Abdullah Gül de 2 Nisan 2002 günü, Amerika Dışişleri Bakanı Powell ile iki sayfa dokuz maddelik bir gizli anlaşma yaptığını 24 Mayıs 2002 tarihinde Vatan Gazetesinde manşetten itiraf etmiştir. Öyle Powell la karşılıklı koltukta oturarak, iki sayfa dokuz madde yazarak bir uluslararası anlaşma yapılabilir mi? Bu bir hizmet sözleşmesidir ve bu sözleşmenin itirafı da kendilerinin bir sözleşmeli personel olduğunu gösteriyor.
TSK, GENERALLERİNİ
DÜŞMAN ORDUSUNA, ABD ye TESLİM ETTİ
İşte şu anda Tuncer Kılınç, Kemal Yavuz komutanlarımızı, Kemal Gürüz profesörümüzü ve diğer aydınlarımızı içeri atan operasyon, bir başka devletin, ABD ve İsrail Devleti nin, Türkiye Cumhuriyeti ne ve Atatürk Devrimi ne karşı operasyonudur. TSK, generallerini ve diğer komutanlarını Türkiye yi parçalamak isteyen bir düşman ordusuna teslim etmiştir. Gerçek budur. Bu gerçeği herkes görmelidir.
TELAFİ EDİLECEKTİR
Bu durum telafi edilecektir. Bu kriz giderilecektir. Bu böyle devam etmeyecektir. Devam etmemesi için hepimize düşen görevler vardır. Artık bu dava falanca yargılanıyor, filanca yargılanıyor davası olmaktan çıkmıştır. Bu dava, Cumhuriyet ile hesaplaşmak isteyenlerle Türkiye Cumhuriyeti ve bu vatanın bütünlüğü arasındaki büyük savaşın davasıdır. Türkiye ile Amerika arasındaki savaşın davası haline gelmiştir. Bu operasyon da o savaşın parçasıdır. Ve bu operasyonda bu görevleri yapanlar, Türk devletinin görevlileri değildir. Eşbaşkanlığın görevlileridir. Bu operasyonda görev alan savcılar Türkiye nin savcısı değildir, onun için Fetullah savcısı diyoruz. Bu operasyonda görev alan polisler de öyledir.
TESLİM OLMAYIN
Ben, İşçi Partisi Genel Başkanı olarak size görevinizi hatırlatıyorum. Bu operasyona teslim olmayın.
Hepimizin sorumlulukları vardır. Alacaklar, Generallerimizi götürecekler... Alacaklar, YÖK Başkanımızı götürecekler... F savcıları gidecek Yargıtay Başsavcısı nın yakasına yapışacak. Bunu kabul edemeyiz! Bunu protesto ediyoruz! Bunu mahkûm ediyoruz!
Burada yüzde elli, yüzde elli bölünme yok. Türk Milleti yüzde elli, yüzde elli bölünmüş değildir. Türk Milleti, ordusunun yanındadır. Türk Milleti, komutanının, Başsavcısının yanındadır. Türk Milleti, devlet bütünlüğünün yanındadır.
ERGENEKON DALGALARINDA BOĞULACAKLAR
Amerika ve İsrail den güç alan üç buçuk Fethullahçı, Amerika ile gizli hizmet sözleşmesi yaptığını itiraf eden Abdullah Gül, BOP eşbaşkanıyım diye kendi zavallı durumunu itiraf eden Tayyip Erdoğan, bu Ergenekon dalgalarında boğulacaklardır. Göreceğiz bunu ve onun için size görevinizi hatırlatıyorum.
Biz görevimizi yapıyoruz; sizden de bu şemayı açmanızı ve bizi tahliye etmenizi istiyoruz. Cumhuriyet yargısının tertipçilere vereceği en büyük yanıt bu olacaktır.
Şemayı açıp tertibe tavır alarak bizleri derhal tahliye ederseniz ne olur?
Hiçbir şey olmaz.
Size hiçbir şey yapamazlar! En fazla gelirsiniz Silivri de beraber yatarız. Tekrar ediyorum hiçbir şey yapamazlar! Yaparlarsa bütün millet arkanızdadır.
Mesaj Sayısı: 114 Katılım Tarihi: 03.10.06 Konum: ankara Yaş : 81
Sevgili Mete,
Operasyonu yapanın ABD ve ılımlı islam iktidarı AKP olduğunu bile bile TSK'da halk yararına bir temizlik yapılacağına nasıl inanabiliyorsun?
Bu ikili yapsa yapsa, TSK'yı daha da kirletir. İçlerinde, gericiliğe, Empyalizme ve Batı sömürüsüne dirernen üç beş yurtsaver varsa onların da kafasını koparır. Temiz eller ve AKP öyle mi, vah benim saf kardeşim vah, vah ki vah. Sevgiyle.
Radikal Tarikatçı Emevi Anadolu Grubu Ve Ergenekon
Türkiye'de 2007 ortalarından beri bir cadı kazanı kaynatılıyor. Adına Ergenekon denilen bu kazan, RTE hükümetin'nin çok işine geldi. Geçmişde ki derin devlet tarafından yapılmış eylemlerin en muaviyevi şekilde kullanmasına fırsat sunmaktadır. Muaviye babasından öğrendiklerini en modern metodlarla yağlandıra ballandıra sahneleyen BOT projesinin eşgüdümlü yardımcı başkanı RTE, ülkemizde ki avanakların kalbini tam orta merkezinden kazanmayıda amaç edinmiştir. Muaviye dedikte aşşağıda ki söylenceyi anlatmadan geçemeyeceğim.
Medineli, ticaretle uğraşan bir kervan sahibi Şam sokaklarında gezerken Muaviye ile karşılaşır. Muaviye kervancının Medineli olduğunu öğrenince kervanda olan bir erkek deveyi gösterip ''bu dişi deve benim, sen bu dişi deveyi nerden aldın'' der. Kervan sahibi biraz şaşkın ''aman Muaviye hazretleri, etmeyin, nasıl olur bu deve benim evimde yetişti, kimseden almadım bu benimdir, ayrıca gördüğünüz gibi bu devenin kocaman daşşağı var, bu deve nasıl dişi olur, bu deve dişi değil erkektir'' der. Muaviye ısrar eder ''hayır'' der ''bu deve erkek değil dişidir, vallahta billah ta bu dişi deve benimdir''. Anlaşmazlık uzayınca, Muaviye bir emir verip Şam ahalisini pazar alanın da toplanmasını emreder.
Alanda toplanan ahaliye Muviye seslenir ''ey Şam halkı bu gördüğünüz dişi deve benimdir, bu Medineli ise bu deve dişi değil erkektir diyor, şimdi siz karar verin, bu deve dişi ise benim olacak erkekse de Medinelinin, söyleyin bakalım bu deve erkek mi dişi mi'' der. Şam ahalisi deveye bakıp sonunda hep beraber derler ki ''Ya Hazreti Muaviye, elbetteki bu deve dişidir, bu sizin dişi devenizindir'' Ahali dağılır, şaşkın bir halde, başına gelenin ne olduğunu anlamaya çalışan Medineli ''Aman Muaviye hazretleri bu başıma gelen nedir ben şimdi ne yapacağım'' demesi üzerine, Muaviye Medineliye der ki '' şimdi deveni de kervanını da al doğruca memleketine git, orda Ali'nin yanına var, burada olup bitenleri anlattıktan sonra, ona deki ''Şam'da Muaviye yanına on bin tane adam toplamış, adamlar devenin dişi ile erkeğini birbirlerinden ayırt edemiyorlar, Muaviye ne derse onu yapıyorlar de, Ali bunun mesajını alır'' demiş.
Osmanlı Sultanı halifeliği kabul edip, din değiştirdiğinde, Mısırdan 2000 tane eğitilmiş hoca getirdi. Bu hocaların amacı sunni arap dinini Anadolu'ya zorla, şerle kabul ettirmekti. Hocaları Anadolu ya salıverdikten sonra, her köşede minareler yükselir, toplumun huzuru tümden kaçar, isyanlar ve savaşlar hat safhaya yükselir. Anadolu da kurulan ve Osmanlı'nın taban bulmasını sağlayan birliktelik yokolur, çökme dönemi baş gösterir. Ve Osmanlı çöker!
Ardından Anadolu halkları ve Atatürkün önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti kurulur. Bu cumhuriyet emperyalizme karşı kurtuluş savaşı verilerek kurulmuştur. Temelleri çağdaş ve medeni olsun diye laik ve demokratik ilkelere dayalıdır. Bu genç Cumhuriyet laik ve çağdaş olacağı yerde, işbirlikçi ve muaviye soyunun oyunları, hileleri yüzünden, doğmadan boğulan bebeğe benzemiştir. Emperyalist ülkelerle yapılan kayıtsız şartsız, ekenomik, askeri ve siyasal işbirliği sonunda ülkemiz insan hakları, demokrasi ve özgürlüklerin kanla revanla basılıp boğulduğu bir ülkeye dönüştü. 12 Eylül cuntacıları, ''Zorunlu Din Dersleri'' ile 400 yıl önce oynanan oyunun ikinci sahnesini tamamlamışlardır. Ben burda dinlere atıfta bulunmuyorum. Din sömürüsü yapan bir gruh vardır ve bu gruh toplumu hile, hüner, manipülasyonlarla sürekli aldatmış, kandırmıştır. Bu gruhun asıl babası Muaviye olsada onun torunları da R.T.E.-A.G. ( Radikal Tarikatçı Emevi Anadolu Grubu ) sidir.
Cadı kazanın da geçmiş dönemin kimi sicilli suçluları deşifre edilirken ( çünkü R.T.E-A.G. grubu F ( fetullah ) tipi olsa gerek ve kullanılmışlara ihtiyacı yok ), mevcut hükümete karşı olan kimi sivri muhaliflerde aynı kazanda bildiğimiz kazasal yöntemlerle pişirilmektedir.
Lafontene fıkralarından birinde Kurt eşşeği gırtlahlamaktadır, eşşek Aiai bağırırken, kurt der ki, ya eşşek hazretleri ne bağırıp durursun şurda iki dakika sabredemezmisin! İki dakika sonra eşşeğin bağırması bitecek, kurdda işini halletmiş olacak. Ergenekon sürecini İtalya da ki temiz ellere benzetmeyelim. Öyle olsa hani nerde Maraşın, Çorumun, Malatyanın, Sivasın, Gazinin katilleri, nice kimliği belirsizler ve 12 Eylül Cuntacıları, vs.... Yalçın Küçük 12 eylül cuntası ve faşizmine karşıdır. Eee 12 eylülcüler değilmi F. ( fetullah ) gibilerini yaratan. Bunu anlamayacak kadarda saf olmayalım. Bi kurunun yanında beş tane yaş yakmak Şam daki Muaviyeden beri olagelmiştir, vesselam!
www.safakaltun.com
Mesaj Sayısı: 114 Katılım Tarihi: 03.10.06 Konum: ankara Yaş : 81
HASAN ASLAN GİBİ DERİN UYKUDAKİ
ÇOCUKLARIMIZA SON BİR SÖZ:
ACIYI BAL EYLEDİK
«pir sultan ölür dirilir»
bak şu bebelerin güzelliğine
kaşı destan
gözü destan
elleri kan içinde
kör olasın demiyorum
kör olma da
gör beni
damda birlikte yatmışız
öküzü hoşça tutmuşuz
koyun değil şu dağlarda
san kendimizi gütmüşüz
hor baktık mı karıncaya
kırdık mı kanadını serçenin
vurduk mu karacanın yavrulusunu
ya nasıl kıyarız insana
sen olmasan öldürmek ne
çürümek ne zindanlarda
özlem ne ayrılık ne
yokluk ne yoksulluk ne
ilenmek ne dilenmek ne
işsiz güçsüz dolanmak ne
gün gün ile barışmalı
kardeş kardeş duruşmalı
koklaşmalı söyleşmeli
korka korka yaşamak ne
kahrolasın demiyorum
kahrolma da
gör beni
kanadık toprak olduk
çekildik bayrak olduk
döküldük yaprak olduk
geldik bugüne
ekmeği bol eyledik
acıyı bal eyledik
sıratı yol eyledik
geldik bugüne
ekilir ekin geliriz
ezilir un geliriz
bir gider bin geliriz
beni vurmak kurtuluş mu
Mesaj Sayısı: 45 Katılım Tarihi: 10.02.07 Konum: antalya Yaş : 58
Sevgili Dostlar ve canlar kendini bu sitede canların içinden biri hisseden sözde kurt kafalı cahil milliyetçiler En kutsal hak olan yaşam hakkına ne hakla bir kurşun sıkıyorsun sen nasıl milliyetçisinde ey kürdistan halkı diyebiliyorsun kürdistan diye bir yermi var sevgili hasan eleştirini yap ama yaparkende dilin kemiği yok istediğimi söylerim mantığıyla yapman doğru değil.Bir Laf vardır ADALET TOPALDIR AMA VARACAĞI YERE MUTLAKA VARIR DİYE. Zamanında Ülkemizde Adalet sistemi kurulurken SAVCILIK kurumu oluşturulurken bu kurumun nereye bağlanacağı tartışma konusu olmuş ve Ulu Önder M.Kemal Atatürk Yargının Bağımsız olması gerektiğini hiçbir kurumdan etkilenmeden soruşturmaların yapılabilmesi adına SAVCILARA CUMHURİYET SAVCISI PAYESİNİ vermişti.Sevgili Mete Bırakın İtalyadaki TEMİZ ELLER OPERASYONUNA BENZESİN DİYORSUN Bizim Ülkemizde yapılan Sözde Ergenekon davası ile ne Alakası var temiz eller operasyonu ile ilgili bir hatırlatma yazıyorum kıyaslama sana kalmış bak bakalım hiç ortak bir nokta varmı.
TEMİZELLER OPERASYONU
her şey 1982 yılında hakim falconer17;nin sicilya mafyar17;sının eroin işlerini incelemesi ile başladı. falcone, mafyanın, vatikan bankası, p2 mason locası, siyasetçi ve işadamları ile ilişkilerini buldu. ilk dalgada da 300r17;ün üzerinde mafya üyesini liderleri ile birlikte hapse gönderdi. bu arada intihar eden işadamları da görüldü. ardından tam siyasetçi ve işadamlarına dönüyordu ki, palermor17;da mafya tarafından 350 kiloluk bir bomba ile öldürüldü. saldırıda savcı olan eşi ve 3 koruma polisini de öldüler...
ve sonra geldik 1992 yılına... bu kez di pietro isimli savcı göreve geldi ve soruşturmayı siyasetçiler, işadamları, adliye ve polisteki kirlenmelere taşıdı... polis aralarında r0;başbakan ve bazı bakanların da bulunduğur1; 300r17;ün üzerinde siyasetçi, işadamı, polis ve hakimi mahkum ettirdi. kimi suçlananlar da intihar etti. artık di pietro ismi italyar17;yı aşmış ve dünyada bir efsane olmuştu. onun sayesinde r0;mafya-siyasetçi-işadamır1; üçgeni çözülmüştü.
peki ne zaman kadar? maalesef 1994 yılına kadar...
işte o yıl, ilerde başbakan erdoğanr17;ın oğlunun düğün şahidi olacak, yakın arkadaşı r0;berlusconi seçimleri kazandır1; ve parlamentoda çoğunluğu ele geçirdi. ardından da medyanın, r0;berlusconi-di pietro savaşır1; olarak adlandırdığı yepyeni bir süreç başladı.
çünkü di pietro soruşturmalarını, başbakanr17;ın sahibi olduğu şirketleri r0;rüşvet vermekle suçlayıpr1; kapılarına dayamıştı. ama berlusconi hemen saldırıya geçti. ve bu saldırıda r0;sahibi olduğu büyük medya gücünür1; acımasızca savcı aleyhine kullanmaya başladı. yani, istediğini yapabilmek için r0;iliştirilmiş medya yaratmasına gerek yoktu..r1;
bu arada berlusconi, hapisteki işadamlarının cezalarını indirip suçlarını hafifletecek ve bu sayede serbest bırakılmasını sağlayacak yasa değişikliğini de hazırlattı ve bekledi. ne zamana kadar?
dünya kupasır17;nda italyar17;nın bulgaristanr17;ı yenerek brezilya ile final maçı oynamaya hak kazandığı güne kadar. futbol çılgını italyanlar bu galibiyetle ile coşmuş ve takımlarının final maçına kilitlenmiş durumda başka hiçbir şey düşünmezken, berlusconi bu yasayı r0;meclisr17;ten geçiriverdi.r1; kimse hiçbir şeyin farkında değildi. varsa, yoksa futboldu o günler...
aradan 3 gün geçti ve italya finalde kaybetti. hem de baggio mutlaka gol yapması gereken penaltıyı dışarı atınca italyanlar normal yaşantılarına döndüler...
ertesi gün gazetelerde devlet hastanelerine yapılan yardımları zimmetine geçirdiği için yargılanıp mahkum edilmiş olan sağlık bakanır17;nın cezaevinden bırakılmasını gösteren fotoğrafları yayınlayınca deliye döndüler... ama yapılacak hiçbir şey yoktu. r0;atı alan berlusconi üsküdarr17;ı geçmişti bile...r1;
ardından di pietro siyasete atılmaya karar verdi. savcı olarak berlusconi tarafından engellenen girişimlerini meclisr17;te yapmaya karar verdi... kurduğu parti r0;italyar17;nın değerlerir1; adını taşıyordu. meclisr17;e girebilmek için de oyların yüzde 4r17;ünü alması gerekiyordu. ve işte bu noktada berlusconi bütün medya gücü ile di pietror17;nun partisine saldırmaya başladı. ama kamuoyu yoklamaları savcının partisinin oylarının yüzde 4r17;ü geçeceğini gösteriyordu.
bunun üzerine berlusconi öldürücü darbeyi seçime bir hafta kala vurdu. r0;di pietror17;nun en güvendiği seçim bölgesindeki çok güçlü bir adayı kendi partisine transfer etti.r1; seçimler yapıldı ve savcının partisi yüzde 3.9 oy ile parlamento dışında kaldı.
hepsi bu... kirli işler ve temiz eller gerçeği... bakın bakalım italyar17;da bu yaşananlar size bir şeyler çağrıştıracak mı?
Siteye yazi gönderen bütün arkadaslarin dikkatine:
Bu güne kadar sitenin ilkelerine (toplumcu, hümanist, barisci ve esitlikci) aykiri olan irkci (türklük de olsa sadece bir irki öven), radikal dinci (alevilik bile olsa sadece bir inanci digerlerinden üstün gören), sexist (erkegin kadindan yada kadinin erkekten üstünlügünü savunan) ve sovenist (bir kitlenin, zümrenin, kültürün ve toplumun baskalarindan üstünlügünü ifade eden) yazilara bundan sonra asla yer verilmeyecektir, bilgilerinize sunulur.
Admin
Hasan Erkan
Hasan Bey söylemesi ayıp belki ama ne yazacağımızdan kime ne içinde küfür olmadıktan sonra içinde aşşağılayıcı bişey olmadıktan sonra yazılanları isteyen okur isteyen katılır isteyen yanlış bulur burda herkes kendi yanlışını doğrusunu tercih edebilecek zekaya sahip heralde kimse yazdıklarıyla kimsenin beyninide yıkamıyor Mesela benim için MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Dünyanın en seçkin insanıdır simdi ben MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ü tüm devlet idarecilerinden üstün gördüğüm için yayınlanamayacakmı yazımız sansürmü uygulanacak
BU GÜNÜN BAŞTAN SONU GELMİŞ
Celal amca yukardaki yazınızı ınanın yenı gordum demıssınızkı " HASAN ASLAN gibi uykudaki çocuklarımıza son bir söz " Ben uykuda değilim bunu sadece doğu perinçek hakkındaki kişisel düşüncemden ötürü ergenekon a bakışımdan ötürü söylediğinizi biliyorum ama benim uykuda oldugumu dusunuyorsunuz yaklasık olarak üç kat daha büyüksünüzdür benden bırakalım bugunku olanları gelın bu ulke bu hale nasıl geldı onu konusalım ama kıraathane de kı muhabbet seklınde degıl musulu nasıl verdık kerkuk u nasıl kaybettık turkmen akaryakıtlarını nasıl peskes cektık osmanlı nasıl yıkıldı askerı darbeler sonrası ulkemız nasıl bolundu buyurun konusalım bunun gıbı ıstedıgınız yuzlerce konuyu konusalım ama bı rıcam var sız benden bı konuda daha bılgılıysenız ben susuyum sız konusun eger ben sızden bılgılıysem sız susun ben konusuyum soz keserek degıl dınleyerek tartısalım hatta burası tum uyelerımıze acık bır sayfa buyurun ılk davet benden olsun tum uyeler her hafta bı konu uzerınde tarıhı bılgı ve belgelerını paylassın benım amacım asla ve asla sızden bılgınım demek degıl sadece uyudugunu dusundugunuz genclerınde bu ulkenın sorunlarıyla ılgılendıgını gostermektır. Yukardakı yazınızı sımdı okudugum ıcın cevap yazıyorum sıze
BU GÜNÜN BAŞTAN SONU GELMİŞ
hor baktık mı karıncaya
kırdık mı kanadını serçenin
vurduk mu karacanın yavrulusunu
ya nasıl kıyarız insana
Bu sozlerın benım ıcın bı anlamı yok bır canlıyı oldurmek benım ıcın asla zor bırsey degıl eger yasamam ıcın oldurmem gerekırse oldururum
BU GÜNÜN BAŞTAN SONU GELMİŞ