Mesaj Sayısı: 114 Katılım Tarihi: 03.10.06 Konum: ankara Yaş : 81
DOĞU PERİNCEK, EVİNİ BASINA AÇARAK YAŞAMDAN NE BEKLEDİĞİNİ ANLATTI
r0;Devlet adamları fakir ölmelidirler ki, idare ettikleri milletler zengin ve mesut olsunlar. Devlet adamları cep doldurmaya kalkarlarsa millet, fakir, bedbaht olur, dava hezimete uğrar. Fakirlik içinde ölmek, devlet adamının, hele ihtilal şeflerinin süsüdür. İhtilal şefleri, devlet adamları fakirlikle taçlanırlar.r1;
Türkiye cumhuriyetir17;ni mal mülk peşinde koşanlar değil, hayatını milletin istiklali için ortaya koyan devrimciler kurdu. Ve o Cumhuriyeti bugün hortumcular ve mal mülk düşkünleri yıkmaktadırlar. Bu büyük bir tarihi derstir ve Türk Devrimir17;nin bilançosudur.
MAL MÜLK SAHİBİ OLMAK GİBİ BİR AMACIM OLMADI
17 Temmuz 2007 günü basın mensuplarını oturduğum eve davet ederek, mal varlığı ve yaşam tarzı konusunda sohbette bulundum. Söylediğim şuydu:
Bu dünyaya geldiğim gibi gideceğim. Hiçbir taşınmaz malım yoktur. Evim, arsam, yazlığım, bankada param vb bulunmuyor. Bundan dolayı hiçbir eksiklik duymuyorum.
Benim ve eşimin, taşınır mal olarak, 10 bin kadar kitabımız, bir piyanomuz, bağlamamız, curamız ve gördüğünüz gibi basit ev eşyalarımız bulunuyor. Bir de benim için maddi değil fakat sanatsal değerleri olan Fikret Otyam, Rasin, Abidin Dino, Prof. Dr. Aydın Ayan, Muharrem Pire, Erhan Yalvaç ile bir Çinli ve Rus ressamın tabloları ve Saim Bugayr17;ın Kızılderili Reisi heykelimiz var.
Eşim ve ben işçi emeklisi aylığı alıyoruz. Ayrıca onun Atatürkr17;ün Bütün Eserleri Genel Yayın Yönetmeni aylığı ve benim kitaplarımın telif gelirleri var. Gül gibi geçinip gidiyoruz. Toplumun sıkıntılarını paylaşmak, erdemli ve vicdanlı bir insan olmak için yararlıdır; iyidir.
Banka cüzdanım, çek defterim, kredi kartım yoktur.
Vicdanımdaki hesap, biricik hesabımdır.
Borcum, milletime ve insanlığadır. Her gün başka insanların emeği sayesinde var olduğumu duyarak yaşarım.
Bütün mal varlığım, bilincimde biriktirdiklerimdir ve yürek atışlarımdır.
Varlığımı Türkiye halkına ve dünya emekçilerinin varlığına adadığım için tarif edilmez bir mutluluk duyuyorum.
Hayatımın hiçbir döneminde mal mülk sahibi olmak gibi bir amacım olmadı. Hatta mal mülk sahibi olmak, bana can sıkıntısı verir. Yunus Emrer17;nin
r0;Mal da yalan mülk de yalan,
Var biraz da sen oyalanr1; dizelerindeki tavrını paylaşıyorum.
CUMHURİYETİN VE HZ MUHAMMEDr17;İN MAL VARLIĞI FELSEFESİNİ HATIRLATIYORUM
Bu açıklamam üzerine, basında r0;Perinçek biraz da kendisine baksaydır1; türünden yazılar çıktı. Bu yorumları, Cumhuriyetimizin bugün içine düştüğü çürümenin basındaki yansımaları olarak değerlendiriyorum.
Para peşinde koşmayan devlet adamlarını yadırgayan yazarlarımıza, Atatürk Devrimir17;nin önde gelen düşünürlerinden Mahmut Esat Bozkurtr17;un, Hz Muhammedr17;in hayatını anlattıktan sonra özetlediği tarih dersini hatırlatıyorum:
r0;Devlet adamları fakir ölmelidirler ki, idare ettikleri milletler zengin ve mesut olsunlar. Devlet adamları cep doldurmaya kalkarlarsa millet, fakir, bedbaht olur, dava hezimete uğrar. Fakirlik içinde ölmek, devlet adamının, hele ihtilal şeflerinin süsüdür. İhtilal şefleri, devlet adamları fakirlikle taçlanırlar.r1; (Atatürk İhtilali I-II, Kaynak Yayınları, düzeltilmiş dördüncü basım, Nisan 2003, s. 66)
Hz Muhammedr17;in hayatından, Cumhuriyet devrimcilerinin çıkardıkları ders budur.
12 yaşındaki küçük oğlum Can Perinçek, bu satırları okuyunca, r0;müthişr1; dedi.
Atatürk Cumhuriyetinin felsefesi buydu.
Şimdi bu felsefe niçin hor görülmektedir?
Herkesi düşünmeye davet ediyorum.
DÜNYANIN TADI
Tartışma, mutluluğu nasıl tanımladığımızla ilgilidir.
Benim mutluluk tanımım; eşim, çocuklarım, sevdiğim insanlarla beraber olmak; bilimsel çalışma yapmak; müzik, spor, tiyatro gibi sanat ve kültür faaliyetlerine katılmak; Türkiye halkına ve dünya emekçilerine hizmette bulunmaktır. Dünyanın tadını buralarda buluyorum.
Han ve hamam sahibi olarak yaşayabileceğim bir mutluluk keşfetmiş değilim. Mevcut emperyalist kapitalist sistemin tüketim kalıplarına esir olmayı budalalık olarak görürüm. Basit ve sade yaşamaktan zevk alırım.
Lise çağlarımdan beri mal ve mülke, tapuya ve paraya merak sarmadım. Elime geçen her şeyi arkadaşlarımla dostlarımla paylaştım. Bundan sevinç duydum.
SİSTEMİN MAKAM VE OLANAKLARINI REDDETTİM
Eğer paraya ve mala merak etseydim. mevcut politikacıların hepsinden çok daha erken, çok büyük olanakları elde edebilirdim.
Babam Sadık Perinçek, Adalet Partisi Genel Başkan Yardımcısı idi ve 16 yıl milletvekilliği yaptı.
Dayım Turhan Olcaytu, komutanlarının r0;Genelkurmay Başkanı olabilirr1; diye sicil verdikler bir generaldi.
Hukuk Fakültesi öğretim kadrosuna girdim, Çok erken yaşta doktora yaptım ve geleceği çok parlak bir bilim adamı olarak görüldüm. Önüm açıktı ve sistem içinde her makam ve imkana ulaşmak için çok davetler aldım, çok kapılar açıldı.
Ancak bunlara itibar etmeyi bir an bile düşünmedim, sistemin adamı olmayı reddettim. Hayatımı halkın geleceğiyle paylaşma, halkın yönettiği bir Türkiyer17;de yaşama ve bunun için mücadele yolunu seçtim; Bilimsel Sosyalizmi benimsedim.
Bu emperyalist-kapitalist sisteme karşı örgütlü mücadelede yer aldığım için, babamın siyasal konumunun devamına, dayımın tümgenerallikten üst görevlere terfi etmesine engel olmuş bulundum. Bazılarının ulaşmak için taklalar attıkları mevki ve makamları, yalnız kendim için değil, yakınlarım için de reddetmiş oldum. Bundan yakınmadılar ve benim değerlerime değer verdiler; saygı gösterdiler. Böyle bir aile yapısı içinde büyüdüm.
Dört kuşakla hapis yattım ve işkencelerden geçtim ama, en büyük mutlulukları, en büyük sevinçleri yaşadım. Dünyanın en büyük zenginliklerini, saray ve mülklerini, devrimci yaşama değişmem. Parayla saadet peşinde koşmayı bir zavallılık ve ilkellik olarak görüyorum.
CUMHURİYETİ KİMLER KURDU KİMLER YIKIYOR
Türkiye Cumhuriyetir17;ni mal mülk peşinde koşanlar değil, hayatını milletin istiklali için ortaya koyan devrimciler kurdu. Ve o Cumhuriyeti bugün hortumcular ve mal mülk düşkünleri yıkmaktadırlar. Bu büyük bir tarihi derstir ve Türk Devrimir17;nin bilançosudur.
Bizim kurduğumuz cumhuriyet, özel çıkarı değil, milletin ortak çıkarını esas alıyordu. Emperyalizmin ve kapitalizmin Atlantik sistemine dahil edildikten sonra, Cumhuriyetin değerleri yıkıma uğradı. Artık bugün politikacıların mal varlığı konuşuluyor. Türkiyer17;nin son elli yılına bakınız, belli siyasal mevkilere gelenler hep küpünü dolduruyor. Sistem böyle kurulmuş.
Bu sistem, kendisine teslim olan sıradan politikacıları insanlıktan yoksun bıraktığı gibi, halka da kendi bencil ve yırtıcı değerlerini aşılıyor.
CUMHURİYETİ KİMLER KURTARACAK
Ve bu tarihi ders bir gerçeği daha ortaya koyar: Yıkımla karşı karşıya gelen Cumhuriyetimizi, mal mülk düşkünleri değil, mal ve mülke değer vermeyenler kurtaracak ve yeniden yapılandıracaktır.
Yalnız bizim cumhuriyetimizi mi, insanlığı kurtaracak olanlar da, aç gözlü çıkarcılar değil, hayatını halkla paylaşanlardır.
ÖZEL ÇIKAR SİSTEMİNİN SONU, KAMUCULUK GELİYOR
Hükümeti yönetenlerin mal varlıklarından daha önemli olarak, bugün insanlığın bu açgözlü, özel çıkar ve bireysel kar sistemiyle ne hallere düştüğünü ve nereye varacağını tartışmak gerekiyor.
Özel çıkar ve bireysel kar sisteminin sonuna gelinmiştir. Çünkü bu sistem, insanı yalnızlaştırdı, yırtıcılaştırdı, birer budala ve akıl hastası haline getirdi.
Özel çıkar ve bireysel kar sistemi, dünyanın damını deliyor; doğayı yıkıma uğratıyor; insanlığın artık bu sistem içinde gideceği bir yer kalmamıştır.
İnsanlık ancak büyük kolektif projelerle ve kamu mülkiyetiyle çözeceği sorunlarla karşı karşıya gelmiştir
Ne konusunda ötekilerle kiyaslamamiz gerekiyor anlayamadim.Bence Dogu Perincek cok acinacak konumlara geldi."Proleter Devrim"cilikten geldigi yerlere bak. Devletin savunuculuguna soyunmus aciz bir devrimci.Ulusal konuda gittigi yerler belli,bir zamanlar kanli bicakli oldugu fasist MHP'nin konumuna düstü.Ulusal milliyetci cigirtkanlik yapma görevi ona mi verilmisti ? Ibrahim Kaypakkaya onun icin iyi bir tanimlama yapmisti büyüsen büyüsen Esek olursun demisti.....
Mesaj Sayısı: 114 Katılım Tarihi: 03.10.06 Konum: ankara Yaş : 81
Sevgili Hamiyet Hanım,
Soyadınızı bilmediğim için kim olduğunuzu tam anlayabilmiş değilim.
Hepimizin aynı şeyleri ayni biçimde düşünmek gibi bir mecburiyetimizin olmadığını içinize sindirememiş olmanız üzücü.
Ayrıca henüz çok uzakta olmayan bir tarihte büyüklerimize saygı diye bir geleneğimiz olduğunu anımsamanızı da diliyorum. Bir kimseye, düşüncelerine ya da savına yanıt verirken, incitmemeye özen gösterilirken bir de (benmim yaptığım gibi) adıyla hitapetmek gerekir.
ÖTEKİLERLE KIYASLAYIN diye gönderdiğim yazıdan beklentim; kendini milletine adamış bir insanın mal mülk gailelerinden uzak olması gerktiğine bir örnek göstermekti.
Ülkemizi yöneten ya da yönetmek savında olanların haline bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Eğer Perincek'in yazdıkları doğruysa ki ben doğru olduğuna inanıyorum; ülkesine, halkına karşı bundan daha büyük bir özveri düşünülebilir mi?
Dilerseniz, Perincek'in yazısının son kısmını bir kez daha okuyalım:
ÖZEL ÇIKAR SİSTEMİNİN SONU, KAMUCULUK GELİYOR
Hükümeti yönetenlerin mal varlıklarından daha önemli olarak, bugün insanlığın bu açgözlü, özel çıkar ve bireysel kar sistemiyle ne hallere düştüğünü ve nereye varacağını tartışmak gerekiyor.
Özel çıkar ve bireysel kar sisteminin sonuna gelinmiştir. Çünkü bu sistem, insanı yalnızlaştırdı, yırtıcılaştırdı, birer budala ve akıl hastası haline getirdi.
Özel çıkar ve bireysel kar sistemi, dünyanın damını deliyor; doğayı yıkıma uğratıyor; insanlığın artık bu sistem içinde gideceği bir yer kalmamıştır.
İnsanlık ancak büyük kolektif projelerle ve kamu mülkiyetiyle çözeceği sorunlarla karşı karşıya gelmiştir.
Sevgili Hamiyet kardeşim,
Bu sözlerin eşeklik ya da faşitlik neresinde gizli söyler misiniz?
Size ezberletilmiş olanı bir kez akıl süzgecinden geçirmenizi öneriyorum.
Size ve çevrenizdeki tanıdıklara içten sevgilerimi iletiyorum.
Celal İlhan
Mesaj Sayısı: 49 Katılım Tarihi: 24.03.06 Konum: Almanya Yaş : 69
afedersiniz bu esek sözü cok hasuma gitmesede gercekleri dile getirirken külanilmasi cok iyi ulus olmamamiz icin hatir icin ayip olur diye kullanmadigimiz kelimeleri kuulaniyoruz bizi mecbur etmeselerdi daha iyi olurdu zamanim olurdasa bu konuda bir fikra yazarim
Afedersiniz ben Dogu Perincek ile ilgili yaziya cevabimi yarim kesmek zorunda kalmistim.Islerim yogundu bir daha da konu ya dönmek icin epey zaman gecti. Islerimden dolayi erken cevap veremedim.Sunu özellikle vurgulamak istiyorum,ben Dogu Perincek'e hakaret etme gibi bir niyetim yoktu.Kimseye hakaret etmek istemem.Ben sadece Ibrahim Kaypakkaya PDA icinde ideolojik mücadele yürütürken (bu 1972 senelerinde olmustur) PDA'dan atilir ve derki onun gidecegi yer ancak oarasidir iste...
Yani bunu benim tespitim gibi lütfen görmeyin.Ben sadece o zamandan bunu görmek icin demekki meneccim olmak gerekmiyormus demek istedim. Gelinen yerde Dogu Perincek en iyi Türk Milliyetciligini yapmaktadir.Hatta bu konuda fasist MHP'lilerle eylem birligi bile yapmistir Istanbul da bu yalan mi? Kaldiki onun Proleter Devrimciligi nerede kaldi.Bugün Türk hakim siniflarinin savunuculuguna soyunmus bir Proleter Devrimci.... Oysa bugün tüm Dünya'da oldugu gibi Türkiyede de Sosyalist hataketlerden (genel diyorum) beklenen tavir Enternasyonalizm olmalidir.Yani har türlü Milliyetcilige,Irkciliga karsi durmak uluslarin ve halklarin kardesligini savunmak olmalidir. Bugün örnegin Türkiye'de Kürt ulusundan demotrat ve aydinlara karsi Türk hakim siniflarinin veya Irkci bir takim kesimlerin adi ne olurda olsun (Kuvayi milliyeci veya MHP'li) fark etmez,saldirilarini kinamak onlarla eylem birligi yapmak veya örnegin gecte olsa bir Hrant Dink'le yanyana bütün bu irkci saldirilara karsi durmak gerekirdi.Sosyalistlerin görevi bu olmaliydi.Ben anlayamiyorum Türkiyedeki bu baska irktan olan veya baska dinden olanlara karsi bu tahammülsüzlügü.Ahmet Türk cikip Mecliste 2.ci Dil olarak Türkceyi vermis diye kiyamet kopuyor.Yahu Adamin Ana Dil'i Kürtce ve bunu söylemesinde ne sakinca olabilir,zorla Adama Türk'üm dedirtmekten ne cikar.Varsin Kürtse Kürt olsun bundan dolayi simdi Türkiywe bölünecekmi? Hayir Türkiye ye zarar vermek zormalarla bir takim seyleri kabul ettirmektir. Bugün AB bile hakli olarak AKP bu konularda daha liberal diyor,cünkü gercekten Din sorununu gecersek AKP bizim Sosyal demokratlardan veya Sosyalistlerden daha demokrat ve liberal bir konumda. Dogrusu Türkiyede artik etnik Kökenleri kabullenmek ve artik onlarada secme ve secilme (kendi özünü koruyarak) kendini yönetme hakki savunulmalidir ve en yakin gelecekte bu yapilamazsa Türkiye daha zor kosullara girecektir.Bati Demokrasisi bunu böyle cözmüstür.Örnegin Avusturya ve Italya arasinda sorunlar yaratan bir Tirol bölgesi vardir 1800'lerin ortasinda Avusturya ve Italya ve bölge icin savsmistir.Daha sonra bu bölge bugün Italya icindedir fakat Özerk bir bölgedir.Bu bögenin özerk olmasindan dolayi ne Italya batmistir nede bu Bölge Italya dahil edilmekten dolayi bir rahatsizlik duymustur.Yani sorunlari silah zoruyla degil de biraz da baska alandarda cözmeye calismak lazim.Cünkü gördügümüz gibi silah zoruyla 20 seneyi askin yapilan savas pek de bir sonuc vermiyor.Hoscakalin görüsmek üzere
Mesaj Sayısı: 114 Katılım Tarihi: 03.10.06 Konum: ankara Yaş : 81
Hamiyet Hanım,
Değindiğiniz konular birkaç tümceyle üstesinden gelinecek konular olmaktan çok uzak.
İP, Emperyalistlerin Türkiye'nin başına bir çuval örmek için çoktan kararverdiğine inanmakta, siyasetini de bu saptama üstüne oturtmaktadır. BOP (Büyük Orta Doğu Projesi) budur.
İP, ABD'nin kucağında özgürlük, bağımsızlık mücadelesi vermenin akıldışı bir çaba olduğunu söylüyor. Doğuda bir kürt devleti ki ABD eliyle gerçekleşmiştir, bu yeni bir İsrail'den başka bir şey değildir. ABD Iak'a girerken toprak bütünlüğünü koruyacağını söylüyordu, korudu mu dersiniz?
Türkiye içinde aynı sonu hazırladıklarını dünyaya ilan ettikleri Büyük Orta Doğu projesi haritalarıyala (anlayana) göstermiş bulunuyorlar. ABD'nin bağımsız bir Kürt davleti peşinde olduğu söylemek en hafif deyimle aptallıktır. PKK ve Kürt önderlernin ABD ile yakınlıkları, kucak kucağa olmaları sizleri hiç rahatsız etmiyor mu? O zaman bu ayrıştırmaya, parçalanmaya karşı çıkmak için milliyetçi olmaya gerek var mı? Eğer bir gün Kürt halkının bağımsızlığı söz konusu olacaksa; önce el ele verip ülkemizde sosyalizmin inşası gerçekleştirmemiz gerekmez mi?
Bizim savaşımız bununladır.
Bir de ülkenin kaynaklarının yabancılarca, Emperyalist devletlerce kurutulmasına karşıdır. Bu kaynak kurutma ve parçalama eyleminde kullanılan AKP iktidarının yok edilmesine yöneliktir.
Dışardaki dostlar da AKP'yi kötünün iyisi gibi görmek eğilimindirler ne yazıkki.
Sevgili Hamiyet,
Bu konuyu daha fazla uzatmanın bir yararının olacağını sanmıyorum. Unutmadan söyleyim ki, yanıt verirken yine adımı anma nezketini göstermemene takıldığımı bilmeni istiyorum. Sevgiyle kal.