İlk bakışta, okur yazar insan sayısının giderek azalması Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin sorunuymuş gibi görünse de; dikkatli bakılınca bu görüntünün aldatıcı olduğunu, okumaktan uzaklaşmanın evrensel bir sorun olduğunu fark etmemek olanaksız. Yurt dışından gelen yazar çizer dostların anlattıklarına bakılırsa; eskiden olduğu gibi otobüs ve metrolarda, elindeki kitabın dünyasına dalıp gitmiş, çevresinde pozitif atmosfer yaratan insanlara daha az rastlanır olmuş Avrupa da. Bu durumun bir kendine yabancılaşma, sunulanı sorgulamadan tüketme hastalığı, bu hastalığın virüsünün de televizyon ve bilgi sayar aygıtından bulaştığı gerçeğini hepimiz biliyoruz. TV. olduğu gibi bilgisayarın da insan aklının yarattığı en önemli buluşlardan olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. Bu mucize araçların; kötü kullanıldığı zaman dünyayı üç günde kan revan içinde bırakabilecek, iyi kullanıldığında da insanlığın gelişmesine, büyük katkılar sağlayabilecek araçlar olduğunu görmemek için kör kütük aptal olmak gerekir. Ne yazık ki bugüne kadar bu aygıtlar/araçlar r11;özellikle TV.- çok büyük ölçüde dünyadaki adaletsizlikleri artırmak, karanlığı koyulaştırmak, tüketimi azdırmak gibi olumsuz amaçlar yönünde kullanıla gelmiştir. Batı Emperyalizmi geleceğini bu karanlıklarda, bu tüketim çılgınlıklarında aramaktadır.
Sözü, hiçbir karşılık beklemeden üstlendiğin ve sabırla yürütmeye çalıştığın köy sitesine getirmek istiyorum.
Bu çalışmanı başlatalı üç yıl kadar oldu sanıyorum.
Güçlükle yürüttüğün bildiğim bu çalışmalardan, toplum yararına dişe dokunur yararlar sağlamış olmanı dilerim.
Tüm çabalarına rağmen yazılanları kimse okumuyor gibi görünüyor, sanırım çokları yalnız kendi iletisin okumakla yetiniyorlar.
Ben yazıp gönderdiğim öykülerin bir tek köylüm tarafından açılıp okunduğunu sanmıyorum. Bu durum ekrandan da görülüyor zaten. Okunmamasının, tamamen benim yeteneksizliğimle ilgili olduğunu, ya da çok berbat öyküler yazmamdan ileri geldiğini de sanmıyorum. Öyle olsa bir Allahın kulu çıkar,
Celal İlhan, öykü yazmayı bilmiyorsun, öykü öyle yazılmaz öğren de gel der.
Biz de ona göre bir çözüm ararız. Ya iyi öyküler yazmayı öğrenir ya da yazmaktan vaz geçeriz.. Bunca insan arasında öykü okuma alışkanlığı kazanmış bir tek köylümüzün olmaması ne kadar düşündürücü.
Ne yazık ki öykü okumak TV. İzlemek gibi kolay olmuyor. Biraz çaba biraz emek vermek gerekiyor tadına varmak için.
Sevgili Hasan,
Kısacası, sitedeki öykülerimi silmeni, köy sitesini bu gereksiz yükten kurtarmanı, köylülerimizin o sürmeli gözlerini de boş yere yormaktan korumanı içtenlikle rica ediyorum. Sevgilerimle. 22/02/2006
Celal İlhan