Ugur Mumcur17;yu, Ahmet Taner Kışlalır17;yı, öbür aydınları...
Madımak Otelir17;nin içine ozanlar, yazarlar doldurulup ateşe verildiğinde, en önde baktım o.
Sormuştum:
"Tabancan hani?.."
"Tabancam mı?.."
"Evet..."
Bir yarasa gibi kara dumanların içinde kaybolurken bakmıştım, bu sefer elinde benzin bidonu...
Ve dün gazetelerde onun fotoğrafı vardı, öğrencilerin üzerine ateş ederken, bir yarasa gibi.
*
O asla bir "provokatör" değildir.
Gerçeği bir türlü görmemek için, kimi siyasileri kurtarmak için, bazılarımız ona "provokatör" deriz.
Oysa o; kendini vatanın bekçisi sayan, hurafeler ve efsanelerle beyni yıkanmış, uygar olmak istemeyen, kaba kuvvetten başka zenginliği olmayan, ilkel tutkularla yaşayan, gördüğü her aydınlık düşünceyi öldürmek isteyen, çağdışı bir yaratıktır.
Ugur Mumcu'yu, Ahmet Taner Kışlalı'yı, öbür aydınları...
Madımak Oteli'nin içine ozanlar, yazarlar doldurulup ateşe verildiğinde, en önde baktım o.
Sormuştum:
'Tabancan hani?...'
'Tabancam mı?...'
'Evet'
Bir yarasa gibi kara dumanların içinde kaybolurken bakmıştım, bu sefer elinde benzin bidonu...
Ve dün gazetelerde onun fotoğrafı vardı, öğrencilerin üzerine ateş ederken, bir yarasa gibi.
*
O asla bir 'provokatör' değildir.
Gerçeği bir türlü görmemek için, kimi siyasileri kurtarmak için, bazılarımız ona 'provokatör' deriz.
Oysa o; kendini vatanın bekçisi sayan, hurafeler ve efsanelerle beyni yıkanmış, uygar olmak istemeyen, kaba kuvvetten başka zenginliği olmayan, ilkel tutkularla yaşayan, gördüğü her aydınlık düşünceyi öldürmek isteyen, çağdışı bir yaratıktır.
Ben de dün, düşünce ve duygunun birbiriyle semaha durup, gerçekle özleşmiş yazını okudum. Bir daha bir daha okudum, doyamadım. Baktım yine o... diye başlayan o makale, bence bu yılın en güzel köşe yazısına aday olmalıdır.
Neden dersen? Orda ki yoğun duygu, tarihi düşünceninde süzgecinden geçerek, aradığımız gerçeği keşfetmemize yardımcı olmakta.
Akıl almaz, vicdan kabul edemez yalanlarla uyutulan insanlarımız, kendini katillerin, tetikçilerin, çetelerin tuzağına nasıl kaptırmış ? Baktım yine o... derken, aldatılmış, uyutulmuş, kandırılmışlığımızı bize anlatıyorsun.
Aşırı ülkücülük ve milliyetçilik insanı ne derece aşşağılaştırmakta, onu öğrendik. Türkiye okullarında eğitim gören ve bu ülkenin aydınlık geleceği TÜRK GENÇLERİ, bir kara kafalı faşist tarafından nede kolay kurşunlanabilmekte!
Bekir Abi,
Benim dinim sevgi, kabemse insandır! Allah insana sevmenin en doğru yol olduğunu her defasında öğütler. Anadolu insanı sevgide, Leyla ile Mecnunu, Aslı ile Keremi, Hacı Bektaşi Veli ile Mevlanayı,Yunus Emre, Karacoğlan ve daha nicelerini tanımış, onları özümsemişdir.
Bu topraklarda ki sevgi bu uluların aşkıyla yoğrulmuş, kult olup dal salmıştır. Ben büyüklerimden asıl gerçek kabenin İNSAN olduğunu öğrendim. Benim kabem insandır, hele hele nenni dost nenni diyor, Ruhi Su.Yine Yunus Emre der ki, 'Yunus Emre der hoca, gerek varsa bir haca, hepisinden de yüce, bir gönüle girmektir.'
Son 50 yıldır Anadolunun gerçek kültürüne sırt çevrildi, bu güzel bin yıllık kültür, dışarıdan ithal edilen tehlikeli düşüncelerle tehdit edilmektedir.İnsanlarımız kendi özbe öz kültürleriyle savaştırılmaya başlandı. Burda şeriat ve faşizm denilen dünya insanlığının çoğunluğu tarafından red edilen, ama ülkemiz insanlarına dayatılan, olmazsa olmaz gibi diretilen tehlikeli oyunlardan bahsetmekteyim.
Karanlık maşaların sıktığı kurşun, dini sevgi, kabesi insan olan, Anadolu kültürüne sıkılmaktadır! Baktım yine o... diyor ve son otuz yıllık katliamları sıralıyorsun, gerçektende hepsinde o var!
Biz bu katili yarım asırdan beri yanımızda niçin eli kolu selbest dolaştırmaktayız? Korkup sindirildik mi? Yoksa bizde onun gibi canavar ruhamı sahibiz?
Asıl korkunç olan, o canavarın kimler tarafından getirilip, kimler tarafından korlandığıdır. Her şey ulu orta belgelenmiş iken, bu canavarı sır edenler hakkında savcılık ne yapmaktadır? Bence o canavardan da canavar olan perde arkası aktörlerde bu işin içinde ve ne yazıktır ki bu canavarlar çetesi, polis ve yargıyıda sindirmektedir!
Polis ve yargı elini kolunu sallayarak kaçan bu canavarı yakalayamayacak konumda ise, vay Türkiye vay!
En akıllı olanı halkın vijdanını rahatlatmak için, devlet içinde ayrı bir devlet olmuş, böylesi kurumları gerekirse fest etmek olmalıdır!
Kalemine sağlık, Bekir Abi.