celalilhan
Acemi Üye
Mesaj Sayısı: 35
Katılım Tarihi: 16.11.10
|
DOĞU PERİNÇEK E EŞİNİN ZİYARETİ DE YASAKLANDI.
Şule Perinçek e dört hafta görüş cezası
Silivri 1 Nolu L Tipi Cezaevinde tutuklu İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek eşi Şule Perinçek le görüştürülmedi, çamaşırlarının verilmesine izin verilmedi.
Şule Perinçek olayı anlattı.
Çarşamba görüş günümüzdü. Üstelik ayda bir kez açık görüşme, telefonla ve cam arkasından değil çocuklarımızla, torunlarımızla bir masa etrafında görüşüp konuşma hakkımızı kullanacaktık.
Zaman kısa; iyi değerlendirebilmek için her hafta ne söyleyeceğimi, başlıklar halinde not alıyorum. Yoksa insan telaştan unutuyor. Bu ayrıca bizim sistemimizdir. Karşılıklı notlarla geliriz. Kalem almıyorlar. Güvenlik icabıdır, diyeceğim yok. Götürmüyorum. Ayrıca Doğu Perinçek le merhaba nasılsın, iyiyim, sen, şunun selamı var ın ötesinde konuşacaklarımız oluyor. Elimde ufak bir kağıt. Şimdi önümde, sayıyorum kaç satır diye. Tam 9 buçuk! İlk aramada içeri sokamazsınız, dediler. Derdimi anlatmaya çalıştım. Yıllardır notla giriyorum. Suç unsuru varsa sorumluluk sizin dediler. Tamam. İkinci aramada telefonla hemen uyarıldı. Elimde küçük kağıt parçasıyla sanki silah sokan terörist muamelesiyle durdurun! Giremez! Müdür Bey i çağırın! bağrışları arasında yan tarafa alındım.
Müdür Bey geldi. Sandım ki, anlamsız bulacak, sorunu çözecek. Hayır, yasak! Mektupla gönderin. Mektupla nasıl göndereyim, burada konuşacağım. Perinçek seçime katılacak. Bu hakkı var mı. Var. Aslında bu hakkı kullanmak için, propaganda yapma hakkı da olmalı. Hadi ondan vaz geçtim. Yazı yazma hakkı var mı. Var. Elleri hep nasır tutmuş. Mürekkep lekesinden boyaları vimle ovalayıp gelmiş görüşe. İçim kavruluyor.
Eliyle yazıyor. Çünkü bilgisayarı kullanmasına haftada iki saat izin veriliyor. 12 Mart'ta, 12 Eylül'de bile böyle uygulama yoktu. Bilgisayar boş duruyor, kullandırtmıyorlar. Yasak!
İzmir'e gideceğim. Aldığım notlar onlar. Söylemek zorunda değilim, ama aktarayım. Kampanyası hakkında bilgi verecektim, danışacaktım şöyle mi yapalım böyle mi... Gazetede yayıma hazırladığımız yazı dizisiyle ilgili bazı konuları görüşecektim vb.
Mektupları okuyorsunuz. Alın, notumu da okuyun, gireyim diyorum. Hayır, postayla gönderin gibi bir yanıt alıyorum.
O yetmedi boynumuzdaki fular yasak, çıkar! Kolye. Yasak! Çıkar! Montumun cebinde alış veriş fişi kalmış. Aman çok tehlikeli. Elimde 9 buçuk satırlık not yazılı küçücük kağıt parçası en son kendimi bari yatırın şuraya elektrik verin de, işlem tamam olsun derken buldum.
Çıkışta boyun kartlarımızı geri verip kimliklerimizi teslim alıyoruz. Kayıt yapan memur kimliğimi istedi. İlkönce görmedim. Orada fotokopi makinesi varmış. Ne yapıyorsunuz diye sordum. Sonra söyleyecekmiş. Benden izinsiz nasıl fotokopisini alırlar!
Ama mantık ve hukuk aramanın çok anlamlı olmadığı bir mekândayız.
Uyarılmama rağmen izinsiz not kâğıdı okumaya çalışmışım.
Suç duyurusunda bulunacaklarmış. Ne diyeyim. |