Admin
Site Yöneticisi
Mesaj Sayısı: 148
Katılım Tarihi: 04.10.05
Konum: Hamburg
Yaş : 65
|
12.05.2011
Sevgili Köylülerim
Yaşama ilişkin düşünce ve kanılarımı sizlerle paylaşmayı bu mektupta da sürdüreceğim. Bu yazımda İYİMSER OLMAK konusuna değinmek istiyorum.Umarım düşüce, deneyim ve önerilerimi bir "Okumuş Ukalalığı" olarak algılamıyorsunuzdur.
İki tür insan vardır; İyimserler, Kötümserler. Sizce bunların hangisi makbuldür, hangisi akılcıdır? "İyimserler" dediğinizi duyar gibiyim. İyimserlik bana göre de akılcı bir davranış, güzel bir şey. Ama yaşanan olumsuzluklar karşısında iyimserlik nereye kadar? Bazen dibe vurduğumuz durumlar olur. Böyle durumlarda iyimser kalabilmek çok zordur. Kaldıki iyimser olmak %75 doğuştan gelen bir nitelik, bir ayrıcalıktır. Eğitimle ve çabalarla ancak % 25 kadar artırılabiliyor. O halde yaşamın acı yanlarıyla karşılaştığımız zaman nasıl iyimser kalabiliriz? Bunun için aşağıda bazı önerilerim olacak. Önce iyimserliğin tanımını ve bazı uzman görüşlerini vermek istiyorum.
İyimserlik, genellikle her şeyi en iyi, en güzel yanından gören, her durumda iyi bir çıkış yolu umut eden dünya görüşü olarak tanımlanabilir. Başka tanımlar da yapılabilir doğal olarak. Ama Uzman görüşlerinin birleştiği temel ilke, "Ayakta kalabilmek ve başarılı olmak için yaşamda yolunda giden, iyi ve güzel olaylara yoğunlaşmak gerekmektedir."Amerikada bir "Ruh Sağlığı Kliniği" nde 389 kadın hasta üzerinde gerçekleştirilen bir araştırma sonucu kötümserler belirlenmiş. Bunların arasındaki ölüm oranlarına bakıldığında kötümserlerin %20 oranında daha fazla ölüm vakası saptanmış. Yine araştırmalar, iyimserlerin sorunlarını çok daha kolay çözdüklerini, daha üretici ve yaratıcı olduklarını gösteriyor. Hayattan daha çok zevk aldıklarını ortaya koyuyor.
Bir kötümser için sorunlar insanı yaşamaktan bıktıran, canından bezdiren baş belası olgulardır. İyimser için ise, sorunlar çözülmek için vardır. Kötümserlere sorarsanız, kendilerinin gerçekçi olduğunu söylerler. Onlara göre; insan her zaman başarılı olamaz. Bu yüzden kendini en kötüye göre hazırlamalıdır. Böylece düş kırıklığı yaşanmaz. Boş yere umutlara kapılınmaz.
Halbuki, yapılan bilimsel araştırmalar kötümserlerin daha çok düş kırıklığı yaşadığını göstermiştir. Uzmanlar, iyimser olmanın beyin ve ruh sağlığımız için eniyi, en etkili unsur olduğınu söylüyor. İyimserlerin yaşam'a olumlu baktıkları için daha az stres yaşadıklarını, bundan dalayı da bağışıklık sistemlerinin daha güçlü, dolaşım sistemlerinin daha sağlıklı olduğunu belirtiyorlar. Hep kötüyü düşünmenin, yani kötümserliğin bir hastalık olduğunu söylüyorlar.
İyimser kişilerle arkadaşlık edin. İyimser olmak belki zordur ama iyimserlerin arasında kötümser kalmak da zordur. Başaracağınız işlere soyunun, başardığınızda sevinip mutlu olursunuz. En kötü olayın bile "Bir daha aynı sorunu yaşamamak" gibi bir öğretici yanı vardır. Örneğin "İhanete uğramak" kötü bir şeydir: Ama bir felaket değildir. Böyle bir durmda iyimser, bu ilişkinin zaten doğru olmadığını düşünür ve gelecek için gerekli dersi çıkarır, daha az üzülür.
Bir internet sitesinde gördüğüm ve yararlı olacağını düşündüğüm bir andın önemli gördüğüm kısımlarını sizlerle paylaşmak istiyorum:
"Yalnız iyiyi, güzeli düşünmeye,
Her şeyin aydınlık yüzüne bakmağa,
Başkalarının başarısından da gurur ve coşku duymağa,
Geçmişin yanlışlarını sadece ders çıkarmak için hatırlamağa, daha büyük başarılar için çalışmağa,
Her zaman neşeli bir yüz ifadesine sahip olup, herkesi gülümseyerek selamlamağa,
Kaygılanmayacak kadar yüreğimi geniş, Kızgınlığa kapılmayacak kadar yüce, Bozguna uğramayacak kadar güçlü ve üzüntüye teslim olmayacak kadar mutlu olmaya" kendime söz veriyorum.
Bu mektubumu bir Temel Fıkrasıyla bitirmek istiyorum:
At yaşlarını çok seven Temel hipodruma yarış izleye gider. Yarış başlar. Elindeki dürbünle kazanmasını istediği atı izlemeye başlar. Arkadaşlarına;
Uşaklar penum tay nasil ruzcar cibi gideyi. Diye hava atmaktadır. Gerçekten de Temelin at daha yarışın ilk dakikalarında en öne geçmiştir. Fakat bir süre sonra diğer atlar birer birer Temelin atı geçmege başlar. Yarışın sonlarına doğru Temelin at en geride koşmaktadır. Temel arkadaşlarının alaycı sözlerine ve bakışlarına aldırmadan tezahürata devam eder;
Uy!! Göreyimisinuz uşaklar, Küheylanum penum, nasulda atlarun hepisuni önine katmiş, kovalayi!
Herkese sevgiler, saygılar. hepinizi kucaklayıp öpüyorum.
İsmail İlhan |
Ana Menü
Home
Ana Sayfa
Üyeler İçin
Web Sitemizden
İletişim
Bugün: 0
Dün: 0
Bu Hafta: 0
Bu ay: 0
Bu yıl: 0
Son Üyemiz : Mustafa Basal
Çevrimiçi Ziyaretçiler: 1
Başlığı Görüntüle
İyimserlik - İsmail İlhan
