Konu Başlığı: Köçek Kömü Köyü Sitesi :: Milletvekili Adayı: Ufuk Uras

Gönderen safak altun - 01-07-2007 12:30
#1

Bize Ulaşanlar:

22 Temmuz 2007 günü Türkiye de genel seçimler ve Partilerin vaatleri:

MEHMET UFUK URAS: Bağımsız İstanbul Adayı

İSTANBUL 1.BÖLGE (Anadolu Yakası) SOLUN ORTAK BAĞIMSIZ ADAYI :

Meclise UFUK gerek !
Meclise UFUK gerek !

UFUK URAS : SEÇMENE VE TÜRKİYE'YE SÖZ VERİYORUM



Koltuğun Değil, Sözlerimin Tutsağı Olacağım:
Milletvekili seçilenler koltuklarının tutsağı oluyor. 5 yıl boyunca seçmeni değil, parti başkanlarını dinliyor, halka verdikleri sözleri unutuyor. Oysa dürüst, erdemli, emekçilerden ve ezilenlerden yana bir siyasetçi olabilmek için koltuğun değil, verilen sözlerin peşine düşmek gerek. Bunun için siyasete yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

Sol Gösterip Sağ Vurmayacağım:
Kime güveneceğimizi şaşırdık. Ezilenlerden yana, barıştan yana diyerek oy verdiğimiz, desteklediğimiz insanlar tam tersi davranıyorlar. Kırk yılın sağcıları sol bilinen partilerden; solcuları sağ bilinen partilerden aday oluyor, aday gösteriliyor. Demokrasiyi savunsun diye oy verdiklerimiz darbeci, muhtıracı kesiliyor. Demokrasi için, barış için mücadele etsin dediklerimiz 301. maddeyi, ırkçılığı savunuyor. Sol gösterip, sağ vuruyor. Bundan kurtulmak için siyasete yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

Sözde Değil, Özde Muhalefet Olacağım:
İktidar olanlar halka verdikleri sözleri hemen unutuyor. Muhalefetse tümüyle göstermelik. Cumhurbaşkanlığı seçiminde aslan kesilenler, demokrasinin rafa kaldırılması, YÖK, kışla etkisi, IMF karşısında kuzu kesiliyor. Gerçek muhalefet ise sokaklarda, üniversitelerde, bürolarda, işyerlerinde, mahallelerde. Bu muhalefeti Meclis'e taşımak için yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

Korkunun Değil, Umudun ve Vicdanın Sesi Olacağım:
Siyasiler, "yoksulu öldüreceğine korkut" politikası izliyor. Biz iş, aş, sosyal güvenlik ve sendikal haklar istedikçe onlar 'ekonomi çöker'; özgürlük istedikçe 'bölücülük ve şeriat tehlikesi var'; barış istedikçe 'vatan elden gider' diyorlar. Korku ve vicdansızlık her yere hakim olsun istiyorlar; umudu bize çok görüyorlar. Umudun kazanması için siyasete yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

Parasız Sağlık, Parasız Eğitim, Sosyal Güvenlik İsteyenlerin Sesi Olacağım:
Türkiye'de eğitim ve sağlık sistemi, sosyal güvenlik sadece parası olanlar için var. Oysa fırsat eşitliği bir ülkenin geleceği, toplum olmanın gereğidir. Herkese kaliteli ve parasız eğitim, kaliteli ve parasız sağlık ve güvenli bir gelecek için sosyal güvenlik vazgeçilmez bir haktır. İnsanca yaşamı savunmak ve gerçekleştirmek için siyasete yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

YÖK'ün Değil, Gençliğin Sesi Olacağım:
Gençler paralı eğitimden,YÖK'ün katı kurallarından, işsiz kalma korkusundan, demokrasiye yönelik tehditlerden, e-muhtıralardan, "sen sus" denilmesinden, kıyafetlerine karışılmasından, patlayan bombalardan sıkılıyor. Onlar sıkıldıkça geleceğimiz kararıyor. Özgürlüğe, barışa, yaratıcı fikirlere, üretimi arttırmaya duyduğumuz ihtiyaç yanıtsız kalıyor. Bunu aşmak için siyasete, gençlere güvenen, onların sesi olan yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

Ezenlerin Değil, Ezilenlerin Sesi Olacağım:
İktidarı elinde tutanlar aş, iş, ev ihtiyacı olanı; özgürlük ve demokrasi isteyeni; inancım ve ana dilim farklı diyeni dışlıyor, itip kakıyor. Bazen polis zoruyla, bazen bıktırıcı bürokrasiyle, okulda, işte, hastanede, karakolda, köyde, mahallede eziyor. Bu insanların sesini Meclis'e taşımak için; bu ülkede ezilen kalmaması için siyasete özgürlükten, ezilenlerden yana yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

Emeğiyle Geçinenlerin, Emeklilerin Sesi Olacağım:
İktidar IMF'nin Türkiye'deki sesi, muhalefet ise bir sözde kaplan. Ne bir sendika veya gençlik yürüyüşünde, ne kamu emekçilerinin hak mücadelesinde, ne de hastane kuyruklarında çile çekenlerin veya banka kuyruğunda maaş bekleyen emeklilerin yanında muhalefetten birisini görmek mümkün değil. Evine ekmek götüremeyenlerin, iş ve aş isteyenlerin derdini anlamak ve anlatmak, sosyal adaleti ve eşitliği savunmak için siyasete yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

Milliyetçi, Irkçı ve Gericilere Karşı Özgürlüğün ve Eşitliğin Sesi Olacağım:
Bütün siyasi partiler milliyetçilik yarışı yapıyor. Irkçı sözlerle her gün toplumu bölüyor, toplum içi çatışmaları körüklüyor. Toplumsal yaşamı dinsel anlayışlarla kuşatmaya çalışan akımlar da boş durmuyor. Bunların karşısında milliyetçi olmayan, ırkçılığa karşı duran, gericiliğe taviz vermeyen bir siyasete gerek var. İnsanlar arası eşitliği savunan, özgürlükçü bir laiklik anlayışından yana yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.



Farklı Kültürlerin Sesi Olacağım:
Türkiye, farklı kültürlerin buluştuğu bir ülkedir. Bu buluşma hepimizi zenginleştiriyor. Ancak Kürt sorunu üzerinden yaratılmaya çalışılan gerilim toplumsal dokuyu zedeliyor. Birbirimizin farklılıklarını görmek ve tanımak, acılarını ve kaygılarını hissetmek, anlamanın ilk adımı olacaktır. Kültür zenginliği bizi geliştirir, yeter ki kimse kimsenin kültürünü aşağılamasın, hor görmesin, haksız karalamalarda bulunmasın. Bu gerçeği savunmak için siyasete yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

Kışlanın Değil, Barışın ve Birarada Yaşamanın Sesi Olacağım:
Ezenler bazen Kürt sorunu, bazen şeriat, bazen Irak, bazen Kıbrıs veya Yunanistan diyerek sürekli savaş boruları çalıyor. İnsanları ezmek ve sindirmek için bu savaş borularının yarattığı korkuyu kullanıyor. Oysa bu topraklarda farklı kültürlerimize, farklı anadillerimize rağmen barış içinde, eşit koşullarda birarada yaşamak; üstelik komşularımızla da barışı kurmak mümkün. Bunun için siyasete yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.



Baskının Değil, Demokrasinin Sesi Olacağım:
Kendi kültürünü özgürce yaşamak, taleplerini ve fikirlerini özgürce dile getirmek isteyenler on yıllardır baskı altında. Bir yandan anti-demokratik yasalar, diğer yandan toplumsal baskılar insanları suskunluğa ve korkuya itiyor. Gece yarısı verilen e- muhtıralar, kışladan fısıldanan sözcükler karşısında tüm partiler esas duruşa geçiyor. Bütün bunları değiştirmek, demokratik yurttaş katılımını arttırmak, toplumsal sorunları şiddetsiz, karşılıklı anlayış ve diyalog yoluyla çözmek için siyasete yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

Özgürlükçü Laikliğin Sesi Olacağım:
Kimileri inançları siyasete alet ederken, diğerleri 'laiklik elden gidiyor' diyor. Tek bir mezhebin dayatılmasının aracı olan Diyanet İşleri'nden ve mağdur olan Alevi yurttaşlardan ise pek söz edilmiyor. Laiklik, din ve devlet işlerinin ayrılması, insanların inançlarını özgürce yaşaması ise; öncelikle devletin bütün inanç ve mezheplere eşit uzaklıkta durması ve hiçbirini kayırmaması gerekiyor. Bugünkü yapısı ile Diyanet İşleri ve anayasa zoru ile din dersleri, özgürlükçü bir laiklik anlayışı ile örtüşmüyor. Bunları savunmak için Meclis'e yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

Kadınların Sesi Olacağım:
Bu toplumda kadınlar eşit değil. Hem iş yaşamında, hem evlerde hem de siyasette kadınların sosyal talepleri ve ihtiyaçları dikkate alınmıyor. Kadınlar yeterince temsil edilmiyor. Erkek egemen bir anlayış yaşamın bütün alanlarına hakim oluyor. Töre cinayetlerinden, tacizlere kadar her türlü olumsuzluk yaşanıyor. Kadınların taleplerini daha fazla dile getirmek, duyulmasını sağlamak için siyasete yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

Doğayı Tahrip Edenlerin Değil, Doğayı Koruyanların Sesi Olacağım:
Bize dünyanın büyük bir doğa felaketine sürüklenmesine sessiz kalan, zehirli atıkları gömen, küresel ısınmaya duyarsız kalan siyasiler değil, doğayı savunan insanlar gerek. Meclis'te nükleer enerji programları yerine, topraklarımızı çölleşmekten korumanın yollarını tartışmak gerek. Bunun için Meclis'e yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.

12 Eylül rejimine karşı çıkmanın sesi olacağım:
12 Eylül 1980'de bu ülkeye bir deli gömleği giydirildi. Partiler iç demokrasiden yoksun halde liderlerin oyuncağı yapıldı. Seçim barajlarıyla halkın sesinin Meclis'e yansıması engellendi. Yasakçı Anayasa ve yasalarla özgürlükler kısıtlandı. Artık yeter, Türkiye 12 Eylül Anayasa'sından, yasalarından kurtulmalıdır. Bunun için siyasete yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.


Kapitalist Küreselleşmeden Mağdur Olanların Sesi Olacağım:
Sermaye dünya çapında hareket ettikçe, bazı bölgeler açlığa ve yoksulluğa terk ediliyor. Yabancı sermayeyi çekmek için onun önünde boyun eğmek zorunda kalınıyor. Adaletsizlik kol geziyor. Irak ve Afganistan işgalleri olağan halden sayılıyor. Emperyalizm kendi taleplerini silahla ve savaşla dayatıyor. Bu dünyanın egemenlerinin bizi mecbur ettikleri düzene isyan etmek gerekiyor. Bunun için siyasete yeni bir ufuk, yeni bir ses gerek.
Söz veriyorum, o ses ben olacağım.



İSTANBUL 1.BÖLGE (Anadolu Yakası) SOLUN ORTAK BAĞIMSIZ ADAYI :
MEHMET UFUK URAS

Meclis'e UFUK gerek !....
Meclis'e UFUK gerek !....

Gönderen ozkanmurat - 08-07-2007 19:01
#2

ARTIK CHP YE DENİZ BAYKAL BAŞTA OLDUĞU SÜRECE OY YOOOOOOOOOOOOOOK UFUK URAS GERÇEKTEN MECLİSTE BİZİ TEMSİL EDEBİLECEK BİR SOLCU OYUM KESİNLİKLE UFUK URASA İST 1. BÖLGEDE OY VERECEK VE BU YAZIYI OKUYAN HER KİM VARSA BAYKALA İYİ BİT TOKAT VE GERÇEK SOL İÇİN LÜTFEN OULAR UFUK URASA

Gönderen ozlem ibis - 18-07-2007 23:18
#3


Tokat, tokat diye diye zaten sol bir türlü iktidara gelemiyor. Azınlıkta olan sol parçalandıkça parçalanıyor ve olan bize oluyor. 1950' den beri tek parti iktidarda herkes birbirinden türeme, ayrılma. Sol da ayrılıyor, ayrışıyor,bölünüyor, ancak bir türlü iktidar olamıyor. CHP' yi milliyetçilikle suçlayanlara bir kez daha hatırlatmak istiyorum. O altı okun ne anlama geldiğini bir kez daha düşünüp taşınsınlar lütfen. Atatürk ilkelerinden biri olan milliyetçilik neden hep faşizm olarak algılanıyor? Ya da niçin sadece bazılarının( MHP) malıymış gibi görülüp aman aman ben milliyetçi değilim diye kaçılıyor? Siz var olan malınızı başkasına kaptırmak ister misiniz? Elbette istemezsiniz. O zaman vatanına, toprağına bağlı olmak suç mu arkadaşlar?

Gönderen kkkk - 19-07-2007 10:38
#4

Özlemcim kesinlikle seninle aynı fikirdeyim. Bütünleşmeye en fazla ihtiyacımızın olduğu bu günlerde neden bu ayrışma. Türkiye'nin gerçeklerinin farkına varalım ve oyumuzu ona göre kullanalım. Gerçekçi olalım. Ütopyalarla hiç bir yere varılamaz. Saygılar.

Gönderen etemzeran - 19-07-2007 13:43
#5

Arkadaşlar CHP'yi hala nasıl sol bir parti olarak düşünebiliriz ki.Sol ezinleri,barışı savunmaz mı.Ama bunların bu yaklaşımları sadece göstermelik sözlerle savunduğunu ya da savunmadığını artık görmemiz gerekir diye düşünüyorum.Muhalefetteyken askeri operasyonları destekleyen bir düşünce iktidar da iken barış için ne yapabilir.O yüzden ben gerçek solu destekleyenlerin Ankara 1. Bölge de bağımsız aday ŞÜKRÜ ERBAŞ'I 2. Bölgede de Sırrı Keleş'i destekleyeceklerini düşünüyorum.İstanbul ve Ankaradan çıkacak bağımsız adaylar gerçek solun sesi olacaklardır.BİN UMUT ADAYLARI umudumuz olsun...

Gönderen ozlem ibis - 19-07-2007 14:01
#6


Sevgili arkadaşlar, verdiğiniz oyların sağ partilerin işine yarayacağını neden anlamak istemiyorsunuz?

Gönderen kkkk - 19-07-2007 14:10
#7

Tekrar söylüyorum ütopyalarla bir yere varamayız...

Gönderen fzeran - 19-07-2007 14:17
#8

bunun adı ütopya değil;UMUT hem de binlerce

Gönderen kkkk - 19-07-2007 15:17
#9

Türkiye şartlarında bu kesinlikle bir ütopyadır. Ve ülkemizin kaybedecek vakti yoktur. Gerçekçi olalım arkadaşlar ama imkansızı istemeyelim.

Gönderen ozlem ibis - 19-07-2007 17:44
#10


Elbette "umut etmek, hayal etmek" çok güzel şey; ancak Perihan Abla'nın dediği gibi "gerçekçi olmak" şart. Lütfen bir kez daha düşünün böyle yaparak sola bir şey kazandıramayacağımızı fark edin.

Gönderen etemzeran - 19-07-2007 19:18
#11

bizler eğer gerçek solun farkına varmış insanlarsak zaten ne yaptığımızında farkına varabiliriz.bu bir umuttur ama binlerin umududur.kendimizi azınlıkları temsil edeceğini söyleyen düzen partilerine kaptırırsak solunda,sağında farkına varamayız.onlara göre sol sadece sağın solunda olmaksa buna diyecek birşey yok o zaman.herkese yorumları içinde teşekkürler

Gönderen celalettinHANSU - 19-07-2007 21:15
#12

Sevgili arkadaşlar bu yazı sitemize eklendiğinden beri bağımsız adayların günümüz Türkiyesinde ve mevcut yasalar varken seçmenine ve temsil ettiği gruba bu gurup ((İster solun solu ister ortanın solu yada solculuğu sadece sağın solunda olmak gibi bir tanımla algılayan bazı arkadaşlar gibi )) ne verebileceğini inanın çok merak ediyorum. % 10 ülke barajı olan bir seçim sisteminde irili ufaklı partiler bile gurup kurup mecliste temsil edilmelerine rağmen. seçmeninin yararına bir kanun yada kanun hükmünde bir kararname bile çıkartamazken .Meclis araştırma komisyonlarında 1 tek oyla nasıl mücadele edipte yasa çıkartacağını çok merak ediyorum. Sevgili arkadaşlar bizim şu anki sorunumuz ilkeli ve dürüst bağımsız adayları meclise göndermek değil. Ak parti gibi büyük bir belayı vatanı parsel parsel satıp bizim ve hatta çocuklarımızın geleceğine ipotek koyan bu namussuzları hangi çatı altında birleşip bertaraf ederiz . Asıl sorun budur. Hepimiz Deniz Baykala kızabiliriz. yaptığı siyaseti beğenmiyebiliriz. ama unutmayınki C.H.P. Baykalın tapulu malı değildir. ayrıca biz alevilerde azınlık değiliz. bazı arkadaşlar kendilerini azınlık olarak görebilirler ama ben bu terimi asla kabul etmiyorum. Bağımsız adaylarımız neden bir siyasi parti altında mücadele edipte önce beğenmedikleri parti yönetimlerini sonra meclise bir parti çatısı altında girip beğenmedikleri yasaları değiştirmek için mücadele etmiyorlarda TAM BERABERLİĞE BİRLİĞE VE BÜTÜNLEŞMEYE İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZ BİR DÖNEMDE ŞAHSİ ÇIKARLARINI ÖN PLANA ÇIKARTARAK HALKIN KAFASINI KARIŞTIRIYORLAR. BU SORUNUN CEVABINI BİLEN BİR ARKADAŞIM BANA YAZSIN LÜTFEN . Sevgili arkadaşlarım ve köylülerim herkesin fikrine ve oyuna saygımız sonsuz. Ancak bir macera peşinde koşup atacağımız her oyun diğer partilere 2 katı olarak gideceğini lütfen unutmayalım . 550 milletvekilli bir mecliste 1 değil 10 tane Ufuk URAS göndersek ne olur. 10 yeni isim çıkar yemin eder. ve 2 yada 3 sene sonraki seçimde emekli milletvekilleri kervanına katılır. Akp de ülkemizi istediği gibi bir rejime sürükler. ve en büyük tehlike B.O.P . Projesinin ( BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ )bir ayağı daha tamamlanmış olur. hepinize saygılar selamlar. lütfen maceraparaestlikten vazgeçip gerçekleri görelim.

Gönderen etemzeran - 20-07-2007 22:23
#13

solu savunduğunu söylediğimiz partiler acaba bu sürekli dert yandığımız,demokrasinin önünü tıkayan %10 luk seçim barajı için neler yapıyor bunu sorgulamak gerekir.ayrıca ben solu,"sağın solu"olarak gördüğüm için değil bu düzen partilerinin solu böyle gördüklerini belirtmek için söyledim.başka görüşleri değerlendirirken sanırım kendi görüşlerimiz onları nasıl anladığımızı da çok fazla etkiliyor.
bizim o komisyonlarda bağımsız adayların önünü kesecek bir sonuca oy veren bir kişiye nasıl oy vermemiz beklenebilir.
bizler hiçbirimiz şahsi çıkar gözetmeden bu işlere giriyoruz ancak diğerlerinin ne türlü çıkarlar peşinde oldukları aşikar.oy toplamak için sağ partilerden yapılan transferler bunu göstermiyor mu.bence bu partiler solun ideolojisine uymuyor ve ideolojisini benimsemediğimiz bir duruşta yer almak insanlık için doğru değildir.