Konu Başlığı: Köçek Kömü Köyü Sitesi :: Vatan için mi? - CAN DUNDAR

Gönderen Admin - 22-04-2007 22:08
#1

Vatan için mi?
21-04-07

YAZAR: CAN DUNDAR

Fanatizmin "bindirilmiş kıtalar"ının yayınevi basıp havari gırtlağı kesmesi, daha derin bir hesaplaşmaya zorluyor bizi...

Malatya kurbanlarına ağlamak yetmez. Malatya canilerini lanetlemek de yetmez.
Fanatizmin "bindirilmiş kıtalar"ının yayınevi basıp havari gırtlağı kesmesi, daha derin bir hesaplaşmaya zorluyor bizi...
Hesaplaşılacak şey, yakalanan şüphelinin ilk ifadesinde gizli:
"Vatan için yaptık!"
Bazen milleti derlemek, bazen muhalefeti ezmek için kullanılan "Vatan elden gidiyor" paranoyasının zehirli meyvesidir bu...
Ne yazık ki pek çok cinayete kılavuzluk yapmıştır.
Pek çok beraate de kapı açmıştır.
"Vatan için" bahanesi, otel kundaklamaktan yazar boğazlamaya, kurşunla Milli Takım zaferi kutlamaktan rahip vurmaya kadar her tür suça kılıf olabilen bir örtüye dönüştü.
Sonunda en çok vatana zarar veren bir örtüye...
***
Şu son "Misyonerler geliyor" dolduruşunu ele alın; kimler yok ki bu garip koalisyonun içinde:
Fanatik milliyetçiler...
Yobaz dinciler...
Kışkırtıcı yerel gazeteler...
Adında "sol" lakabı taşıyan bazı partiler...
Ve bazı "Atatürk milliyetçileri"...
"Hıristiyan misyonerlik aldı başını gidiyor" diyen teyakkuz borusu en son hangi kürsüden çalındı hatırlıyor musunuz?
Ne yazık ki 14 Nisan'da Tandoğan kürsüsünden...
***
Ece Temelkuran dün burada "miting sonrası solun sıkışıklığı"nı yazdı. Onun bıraktığı yerden devam edeyim:
Ben de mitingdekilerin çoğunun, yaşama biçimlerinin zorla değiştirileceği endişesiyle ve vicdani bir tepkiyle oraya giden samimi yurtseverler olduğuna inanıyorum.
Ama kürsüden "vatan için" yapılan "Misyonerlik aldı başını gidiyor" uyarısıyla Malatya'daki katliam haberini 4 gün arayla okuyunca mitingin yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum.
Vakit gazetesinde bir gün önce "Hıristiyan" diye acımasızca hedef gösterilen Atatürkçü çevrelerin "Hıristiyanlık yayılıyor" diye başkalarını hedef göstermesine hayret ediyorum.
***
Sözüm, Ankara'da kaygıyla, coşkuyla yürüyen yüz binleredir:
"Vatan için" misyoner boğazlayan mürteciler kadar, "vatanı korumak için" onları azmettirenlerle de mücadele etmeliyiz.
"Devleti kollama" adına "gâvur" gırtlağı kesenlerle savaştığımız kadar, "Devleti kolluyorlar" diye katillerin sırtını sıvazlayanlarla da savaşmalıyız.
"Minareleri süngü" gibi gören dini ideolojiyle hesaplaştığımız kadar, "komünizm tehdidi"nin karşısına "dini taassubu" koyacağım diye ders kitaplarına, cami vaazlarına, meydan nutuklarına dini telkin ve husumet sokuşturan askeri rejim liderleri ve hakim ideolojiyle de hesaplaşmalıyız.
"Haçlı seferi" saldırganlığına karşı koyduğumuz gibi, Patrikhane düşmanlığına da karşı koymalıyız.
Gericiliğe karşı çıktığımız gibi, gericilik korkusunu iktidar aracı olarak kullanan, Kuran-bayrak-silaha el basan yeminli darbecilere de karşı çıkmalıyız.
Bayrak yakan kışkırtıcılarla olduğu gibi, bayrağı yolsuzluklarına kılıf, hegemonyalarına zırh yapanlarla da savaşmalıyız.
Etnik, ırkçı, dinci ayrımcılığa tavır aldığı kadar, farklı kimlikleri, inanç gruplarını dışlayanlara da tavır almalıyız.
***
"Vatan için" bahanesinin hiçbir cinayeti mazur gösteremeyeceğini, tersine özünde vatanı yaralayacağını belletmeden bu fanatizmle baş edemeyiz.
Vatanı, sahte "vatanperverler"in; inancı, kanlı katillerin elinden kurtarmak...
En zoru bu olacaktır.

Milliyet, 21.04.07