#1
YURTSEVER TEĞMENE,
Laik, çağdaş bir eğitimden geçtin.
Belki bir kasaba berberinin, belki bir işçinin, memurun, öğretmenin, toprak emekçisinin çocuğuydun.
Sınıfsal konumun bu.
Yıldız takıldı, göreve başladın. Yediğinde, içtiğinde, giydiğinde çalışan kitlelerin hakkı var. Onlarla dirsek temasını kesmeden, onların sorunlarına yabancılaşmadan bağlı olduğun kurumun düşen güvenirliğini yükseltmek gibi de bir görevin var.
İşin zor:
Senden öncekiler sırtına öyle kötü miraslar yüklediler ki!...
Onlar Okyanus ötesindekilerin Bizim oğlanlar ıydı!
Nedir kötü miras?..
Hangi birini sayayım? Sinanlar ı, Denizler i, Kızıldere dekileri mi?
Diyarbakır Cezaevindeki korkunç işkenceleri mi? Mamak ta yaşananları mı? Dövülerek öldürülen İlhan Erdost u mu? Mardin Yeşilköy deki yurttaşlarımıza dışkı yedirilmesi gibi bir utancı bize yaşatan komutanı mı?
Nurhak ta Kızıldere de kuşatılanların sağ yakalanmaları olası iken acımasızca katledilmelerini mi?..
Neydi o gençlerin düşleri: Amerikan Üssüne simgesel bir saldırı. Böylece bağımsızlık ateşini yakacaklar ve halkın diline destan olacaklardı. Bu denli naif devrimci bir romantizim.
Nazım, Ve on sekizimizde en ucuz eşyamız canımızdır der.
Denizler ölümü hiçe sayan gencecik çocuklardı. 6.Filo Defol! Bağımsız Türkiye dediler, ipe gittiler..
Emperyalistler başkaldıranları bağışlamaz.
Başkomutanın Mustafa Kemal i de bağışlamadılar.
Şimdi onun yaktığı ışığı içerideki işbirlikçileriyle karartmağa çalışıyorlar.
Doğan Öz arkadaşımdı. Yurtsever bir savcıydı. Bir olayın izini sürerken karanlık bir çetenin fotoğrafını gördü; ertesi sabah evinin önünde öldürüldü. Faşist katil idama mahkum oldu. Askeri Yargıtay kararı dört kez bozdu, afla salıverildi
Laik Cumhuriyet, sakallı- sakalsız liboşlar ve cübbeli- cübbesizlerce kuşatılmış durumda.
Safını şimdiden seçmelisin.
Mustafa Kemal in, Lumumba nın, Alllende nin Jose Marti nin özgürlük ve bağımsızlık düşüncesini savunanlardan yana mı olacaksın, yurdunun dağını, taşını, sularını yabancılara satanlardan yana mı?
Karamsarlığa kapıldığım anlarda karanlık dönemlerde söylediğim bir türkümün sözlerini mırıldanırım:
Ve doludizgin geçerek her acıyı bir sevinçle,
Yolu yok kalbim! Sağ çıkacağız bu acılardan.
Çünkü umutsuzluk yasak.
Yılgın türküler söylemek de.
Çünkü yürüyor umudun ordusu
Umutsuzluğu kurşuna dizerek.
Şapkalı, (12 Mart ve 12 Eylül de ordudan atılmış Şapkasız) yurtsever Teğmen! Sana da, karamsarlığa kapıldığın anlarda yurtseverliğini güçlendirmek için Nazım Hikmet in Kurtuluş Savaşı Destanı nı sık sık açıp okumanı öneririm.
Metin DEMİRTAŞ