Konu Başlığı: Köçek Kömü Köyü Sitesi :: Celal İlhan'ın Ödül Töreninde ki Konuşması.

Gönderen safak altun - 06-01-2010 18:26
#1

Değerli konuklar, bizi, Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı Ödülüyle onurlandıran değerli seçici kurul üyeleri, tümünüzü saygıyla selamlıyorum.
Yedi yıldır kararlılıkla sürdürülen bu ödülü çok önemsediğimi belirtmek isterim. Başlangıçta, sınırlı sayıda kimsenin ilgisin çektiğini düşündüğüm işçi öyküleri, işçi edebiyatı alanına dikkatleri çekerek, Türk yazınına görmezden gelinemeyecek katkılar sağlamıştır.
Önde, Baştürk ailesi olmak üzere, Genel-İş Sendikası'nı ve Edebiyatçılar Derneği'ni bu girişimleri nedeniyle kutluyorum.
Yazınsal çalışmalarım ya da edebiyat anlayışım üstüne ahkâm keserek zamanınızı almayacağım.
Grevden Dönenin! de yazılanları, -acıları, hüzünleri ve mutlulukları- neredeyse birebir yaşadım. Geçmişimle ve yaptıklarımla hep onur duydum.
Onunla da yetinmedim üç yıla yakın bir çalışmayla dosyalaştırdım.
Yayınevlerine başvurdum, çoklukla okunmadan geri çevirildi dosyam.
Sonunda, parasını cebimden ödeyerek elle tutulur gözle okunur hale getirdim.
Yurdumun, engin hoşgörülü sanat adamları, bir ödül de verdiler ona. Bu konuda daha ne söyleyebilirim ki?
Bana sorarsanız, gün, uzun uzun konuşma, söylev çekme günü değildir. Ülkede yaşanan ve gün be gün artan hukuksuzluğa, soygunculuğa, gericiliğe, ayrıştırılmaya karşı örgütlü, kararlı bir yurt severlik ekseninde ayaklanma, baş kaldırma günüdür.
Uykuda olduğundan, aydınları hep yalnız bıraktığından yakındığımız işçilerin özverili tutumunu (Ankara'da Tekel, İtanbul'da yangın söndürücü işçileri) izliyor musunuz? Hepimize ders olacak eylemler içinde işçiler. Sağcısı, solcusu, Alevisi, Sünnisi, Kürdü, Arabı, Çerkezi hiç bir ayırım yapmadan direniyorlar, savaşıyorlar.
Dağınıklığımız ve ereğimizi şaşırmaktaki ''yeteneğimizle'' emekçilere iyi örnek olamadığımız bir gerçektir. Bir süre sonra yeniden dizimizi dövmemek için onlarn bu dayanışmasını örnek almalıyız diye düşünüyorum.
Bugün, herkesin, kendine en yakın gördüğü, tarih ve gelecek bilinciyle seçip içinde yer aldığı bir siyasi örgütte konumlanıp, savaşması kaçınılmaz olmuştur.
Sakın, kendine yakışan bir siyasi örgütün olmadığını söylemesin kimse.
Bu, kendini dev aynasında görmekten, özünde ise -bağışlayın beni- ürkeklikten başka birşey değildir.
O işçilerden biri ya da yüz yılın en büyük hukuksuzlğuyla karşı karşıya kalan, Silivri'nin modern zindanlarına tıkılan yurtseverlerden biri olmadığımıza şükrederek kendimizi avutmayalım...
Sözü uzatmak istemiyorum dostlar.
Ödülümü, seçkin topluluğunuz önünde Silivri'de ve Ankara'da direnen yoldaşlara bir selam göndermeye aracı olduğu için de çok önsediğimi belirtmeliyim.
Herşeye karşın gelecekten asla umutsuz değilim.
Yarınlar işçi sınıfının ve onun öncülerinin utkularıyla aydınlancaktır, buna inanıyorum.
Saygılarımla. 4. Aralık. 2009
Celal İlhan