Konu Başlığı: Köçek Kömü Köyü Sitesi :: “Kerbela’nın bayrağını taşıyoruz…”

Gönderen safak altun - 20-12-2009 23:18
#1

İnsanlığın bugüne kadar lanetle andığı bir acının paylaşıldığı Muharrem matemi içerisinde bulunmaktayız. İnancımızın temel değerlerinden biri olan Muharrem mateminin, içimizdeki adalet duygusuna yön verdiği gerçeğinin altını çizmek istiyorum. Güçlünün yanında saf tutmanın yaygınlaşan bir tavır olduğu bugünlerde, "Adalet ve Hak" gibi kavramların ne anlam taşıdığını bizlere anlatan önemli bir ibadettir Muharrem... Nerede bir ezilen varsa inancımız gereği onların yanındayızdır. Alevi toplumu olarak bilmekteyiz ki; mazlumların çığlıkları, dini kendilerine kalkan ederek, iki yüzlülüklerini saklayanların karşısında gerçeği ortaya çıkaran ışık gibilerdir. Bizde her zaman yolumuzu aydınlatan bu "saf ve temiz" ışığı takip etmeye devam edeceğiz.

Kerbela şüphesiz bir ayrışmayı da ortaya koymuştur. Bu ayrım iyi ile kötünün, doğru ile yanlışın ayrımıdır. Hiçbir servet ve dünyevi çıkarlarla elde edilemeyen ve doğruluk makamından ayrılmayanlar ile maddi çıkarlar karşısında acizleşip, ruhunu kaybedenlerin ayrımıdır.

Kesin olarak bilinmektedir ki; Tarih insanlıktan nasibini almamışların gerçekleştirdikleri katliamlarla doludur. Fakat Kerbela`yı bu katliamlardan ayrı tutan önemli bir özellik bulunmaktadır. Kerbela şehitleri, zalimlere biat ederek hayatta kalma şansları varken, haklıların hakkını zalimlere teslim etmeyerek, adeta kutsal bir bayrak gibi korumayı başarmışlardır. İyi ile kötünün sembolleştiği ve kesin hatlarla ayrıştığı bu kanlı olayda, ölümsüzlüğün sadece bedensel olarak hayatta kalmak olmadığını net bir şekilde ortaya koymuştur. Alevi toplumu olarak; inanç ile alakası olmayan yollara sapanlara karşı, sabretme erdeminden ayrılmadan bu bayrağı taşımaya devam edeceğiz. Zalimler zalimliklerini yapmaktan bıkmadığı sürece bizlerde mazlumun yanında yer almaktan geri durmayacağız. Ta ki dünyaya özlenen barış ve doğrululuk ortamı hâkim oluncaya kadar yolumuzdan dönmeyeceğiz.

Ve kesinlikle biliyoruz ki; her kim olursa olsun mazlumun ve ezilenin yanında olmak ve doğruluktan ayrılmamak, bizlere "kâmil insan" olma yolunda önemli mesafeler aldıracaktır.

Mazlumların imdat çığlıklarına her zaman gönül gözü açık olan ve dünya var oldukça lanetlik olarak anılanların saffında durmayacak bir inancın temsilcileri olarak, oruç tutan tüm canlarımız, tuttukları oruçlarının Hak katında kabul olmasını dileriz.

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı

Turgut Öker

Ker-bela...
Durak Arslan

Bilim, "Denizin dibindeki en küçük kum tanesinden güneşe, tek hücreli bir balıktan en karmaşık insana kadar evrende her ne var ise, hepsi birbiriyle ilişki ve çelişki içindedir" der.
Ayrıca, "Her varlığın bir karşıta sahip olduğu, karşıtların ise kendi içinde zıtlar barındırdığı doğrulanır" bilim insanları tarafından.
Hüseyin ile Yezit bu iki karşıtın, Hüseyin pozitif-artı`nın, Yezit negatif-eksi`nin sembolüdür.
Yeryüzünde iki karşıtın çakıştığı trajedik ve en çarpıcı noktadır "ker-bela".
Hüseyin`i hatırladığınız zaman, Yezit çıkar hemen karşınıza. Yezit`i lanetlerken, hemen Hüseyin belirir iç sızınızda, göz yaşınızda.
Biri sevgi`nin, diğeri nefretin temsilcisidir. Biri dostluğun, diğeri şiddetin insandaki tecellisidir.
Zıtların birbirini varetme ve yoketme çatışması, sürtüşmesi arasında çıkan çıngıdır yaşam.Zıtların varlığı, birliği ve mücadelesi gerçekliğini anlatmanın ve anlamanın somut ve çarpıcı bir örneğidir "ker-bela". Bunun için kuşaktan kuşağa, dilden dile sürüp gider ve tap taze durur belleklerimizde.
Cem törenlerinde sahnelenen, otantik ve dramatik bir müzikal`dir "ker-bela" anlatımı. Bu, tarihi insanlık dıramını opera`larda sahneleyerek, evrensel bir mesaja dönüştürmenin zamanıdır. Bu dıramın senaryosu can ve kan ile yazılmıştır. Bu trajedinin karakterleri her zaman varolmuştur insanlık tarihinde.
Zalimin mazluma, kirlinin temize, nefretin sevgiye, şiddeti kullanarak üstün gelişinin kurgusu ve diyaloğu, Alevilerce asırlardır Cem törenlerinde işlenmiştir. Şiddet lanetlenmiş, sevgi yüceltilmiştir.
Yetmişiki millete mensup her toplum bireyinin, bu gün bile iki ayrı damarın ayrımında olup, Hüseyin tarafında yeralması mümkündür. Aleviler Hüseyin`in acısını hissetmiş, onun gözüyle bakmış, yaşamı kucaklayıp sahiplenerek, Yezit şiddetinden korumayı erdem bilmiştir. Muharrem yası-matemi, bu özü bilince çıkartmanın, bu bilinci canlı tutmanın, bu canlılığı insanlıkla paylaşmanın vesilesidir.
Asıl amaç bu acıların mayaladığı özümüzdeki tad`a ulaşmak. Ínsan-ı Kamil olmak. Rızalık terazisinde gülü gül ile tartmak. Kendine ulaşmak üzere, bu ulu Yol`da Aşk ile yol almak.
Aşk ile...

Durak Arslan, Strasbourg, 17.12.2009

Düzenleyen: safak altun - 21-12-2009 17:48