Gönderen
ozlem - 01-07-2008 11:07
#1
Tedirginiz, ülkenin geleceğini, nereye gittiğini bilmediğimiz için tedirginiz! Her yeni güne acaba bugün ülkenin hangi değerli madeni, toprağı, bankası satıldı ya da bugün hangi gazeteci, yazar, düşünür susturulmaya çalışılacak diye başlıyoruz. Bu genç yaşımızda karamsarlıkla, mutsuzlukla, endişe ile başlıyoruz güne...
Haftasonu Karabük'te gerçekleştirilen bir kültürel etkinlikte AKP politikalarına yönelttiği haklı eleştiriler nedeniyle Belediye Başkanı'nın suçlamalarına maruz kalan yazar Latife Tekin'in olayından sonra bu sabah bir kez daha yıkıldık. Atatürk ilke ve devrimlerinin ödünsüz savunucusu Cumhuriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi sevgili Mustafa Balbay ile birlikte kamuoyunun yakından tanıdığı ve fikirlerine saygı duyduğu 3 kişi, henüz tam olarak ne olduğu açıklanamayan ancak kamuoyuna bir çete, bölücü örgüt olarak yansıtılan Ergenekon davası kapsamında hukuki yolların dışında göz altına alınmıştır. Göz altıların tam da Başsavcı Yalçınkaya'nın AKP'nin kapatılması ile ilgili açıklama yapacağı güne getirilmesi düşündürücüdür. Kamuıoyunun dikkatini farklı bir yöne çekme olarak değerlendirebileceğimiz bu olayı 16 Mart'ta yine AKP'nin kapatılmasının söz konusu olduğu zaman Doğu Perinçek, İlhan Selçuk ve Kemal Alemdaroğlu'nun göz altına alınmasıyla yaşamıştık. O dönemde İlhan Selçuk'un göz altına alınması Cumhuriyet gazetesinin satışlarının artmasına sebep olmuştu. Bizler de Mustafa Balbay'a bir de siz göz altına alınsanız demek ki gazete satışlarında patlama olacak diye şaka yapmıştık. Tabi böyle bir göz altının olmamasını ümidederek.
Cumhuriyet gazetesi hukuk bürosundan yapılan bir açıklama düşüncelerimizin doğruluğunu kanıtlar nitelikte. Açıklamaya göre Balbay ve diğerlerinin tutuklanma kararı 29 haziran günü verilmiş ve 29 haziranın üzerinden iki gün geçmiş; yani tam 1 Temmuz günü saat 10.00'da gözler AKP davasına kilitlenmeden kamuoyunda saygın bir yer edinmiş insanlar karalanıyor ve birer suçlu gibi yargılanıyor. Türkiye'nin her zaman bir hukuk devleti olduğunu vurguluyoruz; ama Türkiye bir hukuk devleti olamaz en azından iktidar da benim, hukuk da benim anlayışı sona ermedikçe. Sözün kısası sevgili Mustafa Abi'nin, Sinan Aygün'ün, Hurşit Tolon'un... suçsuz olduklarını biliyoruz ve sonuna kadar onların yanındayız. Laik Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmadı. Bizlerde bu uğurda savaşım vereceğiz bunu yapamıyorsak da elimizden geldiğince bu savaşımı verenlere köstek değil maddi manevi her şekilde destek olacağız.
Özlem
#5
Sevgili Özlem,
Sanıyorum biz nasıl solcu olunur bilmiyoruz ve de öğrenemeyeceğiz.
Bunu anlamak için bir sosyalist partinin genel başkanının davranışlarını iyi izlemek gerekiyor.
Sözünü ettiğim genel başkan Ufuk Uras Beyefendiden başkası değildir.
Bizim (benim) genel başkanım, ulusunu sevdiği için ABD ve AKP iktidarının hışmına uğrayıp hapislerde yatarken, ÖDP genel başkanı sayın Uras, Ya ABD büyük elçiliğinde ya da AKP nin dinci cumhurbaşkanı Abdullah Gülr17;ün sofrasında ağırlanıyor. Ve akşam sabah Ergenokon Çetesini çökerttikleri için AKP televizyonlarında hükümeti hararetle desteklediğini vurguluyor. Nerede kaldı solculuk, nerede kaldı anti emperyalistlik?
ÖDP ye gönül vermiş kimi gençlerimiz bundan da ibret almıyorlarsa neden ibret alacaklar acaba? Yoksa anti emperyalistr17;liğin modasının geçtiğini, kendilerinin de r11;Çetin Altan gibi-değiştiklerini mi söyleyecekler?
Yazına gelince,
Ufak tefek tarih yanlışları için özür dilemene gerek yok. Her şey öylesine birbirine karıştı ki kimin eli kimin cebinde ayırt edene aşk olsun dedirtiyor.
Sevgiyle kal canım.