#1
Özlem İbiş
Füruzan, bilindiği gibi Türk edebiyatında haklı bir üne sahip başarılı bir kadın yazardır. Edebiyatımıza romanları ile olduğu kadar hikâyeleriyle de damgasını vurmuştur. Füruzanı diğer yazarlardan ayıran ve farklı kılan belki de eğitiminin yalnızca ilkokul eğitimi ile sınırlı kalmasıdır. Çeşitli sıkıntılar ve olumsuzluklardan dolayı ilkokuldan mezun olan yazar bu durumu da ironik bir şekilde açıklar ve insanları düşündürür. Ben, belki de ilkokuldan sonrasını okusaydım yazamazdım. Füruzanın bu sözü üzerine düşündüğümüzde aslında Türk eğitim sisteminin öğrenciyi başarılı hale getirmek yerine körelttiği ve öğrencinin yeteneklerini yok saydığı gerçeğiyle yüzleşmiş oluyoruz.
Füruzanın en tanınmış eseri olan Parasız Yatılı ve daha sonra kaleme aldığı birçok eserinde konu hep aynıdır aslında. Kötü yola düşmüş kadınlar, öksüz çocuklar ve bunlarla birlikte tarihi gerçekler onun elinden bir başkadır. Bu yönü ve daha çok bu konular üzerinde yoğunlaşması bir bakıma Füruzanın Aka Gündüzün takipçisi olduğu izlenimi uyandırır okuyucu da. Füruzan küçük yaşta öksüz kalmıştır dolayısıyla bu duyguları birebir yaşamış bir yazardır. Gerçeği bütün çıplaklığıyla gözler önüne seren yazar hala duygularını amatörce bulmaktadır. Çocukluk yıllarına döndüğünde kitabı çok olanları hep varsıl olarak gördüğünü söyler ve yazma serüveniyle ilgili olarak da Yazmak her zaman zordur elbet, fakat acı olan yazarın piyasaya göre yazmasıdır der. Füruzan yazdıkları ile kendisinin böyle olmadığını kanıtlamıştır zaten.
Gül Mevsimidir kitabını diğerlerinden farklı kılan belki de konusudur, çünkü Füruzan bu eserinde daha önce hiç de alışık olmadığı bir çevreyi tüm incelikleri ile anlatmıştır. Varsıl bir ailenin kızı olan Mersaadet Hanımın yoksul genç Rüştü Şahine duyduğu aşktır anlatılan.Yazar eserinde Mersaadet Hanımr17;ın sevgisinin kendisi tarafından ateşli görülmesine karşın yavan bir aşktan öteye gidemeyeceğini anlatmış. Hayatı boyunca her istediğini elde etmiş bir genç kız ve ülkesi uğruna aşkını, canını feda eden bir genç delikanlı. Okuyucuyu duygulandıran en önemli yer belki de Rüştü Şahinin ve yoksul ailesinin dramıdır. Zaten Rüştü Şahin yaşamış olsa da Mersaadet ile Rüştü Şahinin beraberlikleri pek uzun sürmeyecek gibidir.Mersaadet Hanım varsıllığın verdiği bir güçle kendi hayatını da güçleştirmiş çevresindekileri de küçümsemiştir.Kitap boyunca 70 yaşına geldiğinde bile insana insan gibi davranmayı öğrenememiş bu hanımefendinin! hastalığından dolayı çektiği dram değildir okuyucuyu etkileyen. Etrafındakileri hor görmesi kendi bakımını bile beceremediği halde altını temizleyen bakıcıyı görgüsüz olarak nitelemesidir asıl dram; çünkü bu yaşında bile varsıl bir hanımefendinin kendisine yardım eden insana sırt çevirmesi, onu küçümsemesi kabul edilir bir davranış değildir.
Sonuç olarak Füruzanın bilmediği bir çevreyi bu kadar iyi anlatması rahmetli Erdal Özü de şaşırtmıştır. Füruzan bu kitabın Erdal Öze adanacak bir kitap olduğunu vurgular ve sorulan bir soru üzerine Flaubert ne kadar Madam Bovary ise ben de Parasız Yatılır17;daki kızım der. Kim bilir yazdıkları ile bu kadar bütünleşmiş başarılı bir yazarın belki içinde bir yerde varsıl bir Mersaadet Hanım ya da vatanı uğruna her şeyi feda etmeyi göze alan bir Rüştü Şahin vardır. Gül Mevsimidir, insanın içini titreten insanı kendisi ve çevresi ile yüzleştiren bir kitap. Mutlaka okunmalı ve üzerinde düşünülmeli kanımca.