Gönderen
tulay06 - 04-04-2007 10:33
#1
Araştırmadan elde edilen verilere göre Alevi nüfusu, yetişkinler arasında 2 milyon 895 bin kişiye denk geliyor. 18 yaş altı nüfus da dahil edildiğinde, tüm Türkiye'deki Alevilerin sayısı yaklaşık 4.5 milyon çıkıyor.
48 bin kişiyle yüz yüze araştırma yapıldı. KONDA'nın Tarhan Erdem'in yönetiminde Milliyet için yaptığı araştırmanın tahminlerden uzak bilimsel verilerle ortaya çıkarmayı hedeflediği önemli bir alan da Türkiye'de din ve mezhep aidiyetlerine ilişkin dağılımdı.
Kişilerin kendilerini ait hissettikleri din ve mezhep sorusuna verdikleri yanıtlardan Türkiye nüfusunun yüzde 99'unun Müslüman olduğu, mezheplere göre bakıldığında toplumun yüzde 82'sinin Sünni-Hanefi, yüzde 5.73'ünün Alevi-Şii olduğu görülüyor.
Buna göre, üzerinde tahminler yürütülen Alevi nüfusu, yetişkinler arasında 2 milyon 895 bin kişiye denk geliyor. Erişkinlere 18 yaş altı nüfus da dahil edildiğinde, tüm Türkiye'deki Alevilerin sayısının 5 milyona yaklaştığı (4 milyon 587 bin) sonucuna ulaşılıyor.
Diğer bir çarpıcı sonuç da, nüfusun yüzde 9.06'sının Sünni-Şafiilerden oluşmasıdır.
Her 10 Alevinin 6'sı Türk, 2'si Kürt-Zaza
İnanç grupları ve etnik köken ilişkisinde de ilginç veriler elde edildi. Toplumun yüzde 72'si Hanefi Türklerden oluşuyor. Alevilerin yüzde 61.2'si Türk, yüzde 22'si Kürt-Zaza, yüzde 7.8'si Türk kökenliler
Coğrafi dağılımları Alevilerin coğrafi dağılımı, ezbere dile getirilen kanaatlere göre oldukça farklılık gösteriyor. Üçte biri İstanbul'da yaşayan Alevilerin daha sonra en yoğun olarak bulundukları bölgeler Ortadoğu Anadolu (Bingöl, Elazığ, Malatya, Tunceli, Bitlis, Hakkâri, Muş, Van) ve Akdeniz.
Alevilere yaşadıkları yerde ne kadar zamandır bulundukları sorulduğunda, Türkiye geneline göre daha hareketli bir nüfusa sahip oldukları anlaşılıyor. Türkiye genelinde her 10 kişinin 6'sı, doğduğundan beri aynı yerde oturuyor. Halbuki bu her 10 Alevinin sadece dördü için geçerli. Diğer bir deyişle her 10 Aleviden 6'sı doğduğu yerde oturmuyor. (alıntı)
Gönderen
tulay06 - 04-04-2007 10:35
#2
Milliyet Gazetesi'nin kamuoyu yoklaması rakamları yönlendirici bulunup tepki çekti. Alevi nüfusuna ilişkin rakam ise bu kesim içinde hala tartışılıyor.
Verso Araştırma Şirketi'nin sahibi Erhan Göksel diyor ki: 'O kadar kişiyle yapılan böyle bir çalışmanın maliyeti, en az 500 bin dolardır. Acaba o parayı kim, neden vermiştir?'
Bizzat Atatürk'ün 26 Haziran 1919'da Tokat'tan Konya'ya çektiği telgrafta belirttiği gibi, Tokat ve Amasya'daki Alevi mezhepten Müslümanlar, halkın büyük bölümünü oluştururken (Bunun için Din ve Siyaset adlı kitabımızdaki Kurtuluş Savaşında Din bölümüne bakınız), bugün buralardaki Alevi oranı yüzde 25'lere gerilemiştir. Öte yandan; Cumhuriyet'in başlarındaki değerlendirmelerde Alevi nüfusun üçte bir olduğu belirtilmişken; bugünkü rakamın yüzde 5 olduğunu iddia etmek, tarihi süreçle de uyuşmamaktadır.
Şu bir gerçektir ki Aleviler, şehirleşme ile birlikte hızlı bir asimilasyona (Sünnileşmeye) uğramışlardır. Fakat; Urfa'dan Ordu'ya, Kars'tan Edirne'ye kadar bütün Türkiye'ye saçılmış olan Alevi nüfusu, 10 milyonun oldukça üzerindedir.
Bu sorunun cevabını vermek Milliyet Gazetesi yönetimine düşer. Cevap gelmezse, bu işteki yönlendirme iddiası da tescillenmiş olur.
Tarhan Erdem rakamları
Gazete bu yoklamayı, kamuoyuna isabetli tahmin yapar diye pompalanan Tarhan Erdem'e yaptırtmış. Tarhan Erdem'in yönettiği kamuoyu araştırmalarından sadece birisini hatırlatalım da işin içyüzünü anlayın.
28 Mart 2004 yerel yönetim seçimlerinden önce, NTV için Tarhan Erdem'in başkanlığında bir kamuoyu yoklaması yaptırılır. 19 Mart tarihli Hürriyet Gazetesi'ne de manşet olan bu anket sonucuna göre, Tayyip Erdoğan'ın AKP'si, 3 büyük ilde yüzde 58,2 oy alarak Demokrat Parti döneminin Başbakanı Adnan Menderes'in yüzde 57,6'lık tarihi rekorunu bile kıracak idi.
2004'te, 3 büyük ilde AKP'nin oy oranlarını görelim: İstanbul 45, Ankara 55, İzmir 32..Bunun ortalaması da yüzde 43'tür.
Yani, çokbilen Tarhan Erdem'in iddiası ile sonuçlar arasında yüzde 15 fark bulunmaktadır. Böyle bir fark, ciddi kamuoyu araştırma şirketleri arasında olsa olsa eğlence konusu olur.
Okurlarımızdan Bülent Esinoğlu da elektronik mektubunda aynı Konda'nın 1993'te Kürt nüfusu yüzde 4 gösterirken şimdi yüzde 15,4 göstermesini dikkatlere sunuyor ve bu yayının Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir parçası olarak yapıldığını söylüyor.
Aynı yönlendirme, TESEV adlı AB yandaşı vakfın yaptırdığı kamuoyu araştırma rakamlarında da piyasaya sürülmüştü. Holding menşeli TESEV'cilere göre, Türkiye'de türban kullanan kadın sayısı artmıyor, azalıyor idi. Bu iddianın; ABABDAKP işbirliğinin ürünü olduğu; Türkiye'deki gerici gelişmenin üzerini örtmek için planlandığı o süreçte dile getirilmişti. Alevi nüfusu
Tarhan Erdem, Alevi nüfusu 4, 5 milyon olarak tespit etmiş. Buna Alevi dernekleri kızıyorlar. Cem Vakfı, 'Biz 25 milyonuz!'da direniyor. Diğerleri yirmi milyondan aşağı inmiyor.
Bu konuda, Öz Kaynaklarına Göre Alevilik adlı kitabımda eski bilgilere dayanarak yaptığım tahmine göre bu nüfus en fazla 15 milyon olabilir.
Bizzat Atatürk'ün 26 Haziran 1919'da Tokat'tan Konya'ya çektiği telgrafta belirttiği gibi, Tokat ve Amasya'daki Alevi mezhepten Müslümanlar, halkın büyük bölümünü oluştururken (Bunun için Din ve Siyaset adlı kitabımızdaki Kurtuluş Savaşında Din bölümüne bakınız), bugün buralardaki Alevi oranı yüzde 25'lere gerilemiştir. Öte yandan; Cumhuriyet'in başlarındaki değerlendirmelerde Alevi nüfusun üçte bir olduğu belirtilmişken; bugünkü rakamın yüzde 5 olduğunu iddia etmek, tarihi süreçle de uyuşmamaktadır.
Şu bir gerçektir ki Aleviler, şehirleşme ile birlikte hızlı bir asimilasyona (Sünnileşmeye) uğramışlardır. Fakat; Urfa'dan Ordu'ya, Kars'tan Edirne'ye kadar bütün Türkiye'ye saçılmış olan Alevi nüfusu, 10 milyonun oldukça üzerindedir.
Aleviler bugün hala kendi inanç kimliklerini söylemekten çekinmektedirler. Ayrıca, bunu söyleyince bölücü konumuna düşmüş olmaktan korkmaktadırlar. Yine bizzat Aleviler içinden çıkan bir kesim; dinle mücadele etmeyi Aleviliğin inanç boyutu ile mücadele etmek gibi algılamakta, bu da Alevilerin kimliklerini inanç temelli olarak belirtmelerini zora sokmaktadır.
***
Bilgi çarpıtılması olduğu için; Alevi örgütlerinin Alevi nüfusun 4 buçuk milyon gösterilmesine kızması anlaşılabilir. Gel gör ki nüfusun çok olması veya az olması haklı isteklerin geçerli veya geçersiz olmasını belirlemez. Aleviler 25 milyon değil de 25 bin kişi olsalar bile laik-demokratik-çağdaş çizgide, sivil hukuka dayalı bir hayatın olanaklarından eşitçe yararlanma talebini barışçı biçimde dile getirebilirler. Zaten, Alevilerin duruşu da 'çatışma/kargaşa unsuru' gibi değil, 'barış/uzlaşma öğesi' biçimindedir. (alıntıdır)